Psikoterapide Ortak İyileştirici Etmenler

“En genel anlamıyla psikoterapi, akıl hastalıklarının, ruhsal rahatsızlıkların,davranış bozukluklarının tedavisi veya semptomların hafifletilmesi amacıyla kullanılan her türlü bilişsel, davranışsal yöntemdir. Bugün dünyada psikoterapi adı altında bazıları birbirine benzer, bazıları taban tabana zıt yüzlerce farklı terapi yöntemi uygulanmaktadır.”. Psikoterapi birçok psikiyatrik rahatsızlıkta uygulanabilir. Danışanın çoklu psikiyatrik tanı aldığı durumlarda, bütün semptomları açıklayacak ortak nokta bulunur ve danışan gelişimsel öyküsü içinde daha iyi anlaşılıp psikoterapi ile içgörü geliştirmesine yardımcı olmak gerekebilir. Üzerinde durulması gereken asıl nokta, danışanın ihtiyaçlarına uygun olan bir yaklaşımın seçilmesidir.

Jerome D. Frank, danışanın fayda sağlayacağı dört ortak ögenin bütün psikoterapilerde olduğunu iddia etmiştir:

  • Duygusal destek
  • Umut vermek
  • Problemin nasıl doğduğuna dair unsurları ortaya koymak
  • Diğer insanların sorunları ile karşılaştırarak problemi daha geniş bir bağlam içine yerleştirmek ki bu normalleştirme olarak adlandırılır.


Duygusal Destek:

Terapist, danışanı olduğu gibi kabul etmeli ve onu anlamaya çalışmalıdır. Terapi süreci boyunca onu yargılamaktan ve eleştirici üsluptan kaçınmalı, kendi değer yargılarını bir tarafa bırakmalıdır. Bu destek sürecinde terapist, danışanın duygu, davranış ve düşüncelerini yeniden düzenleme yolunda ona rehber olmalıdır.

Umut Vermek:

Danışanın yaşamını tatmin edici bir şekilde yaşayamamasının nedeni umutsuzluktur. Kişi geçmişte yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle geleceğini de karanlık görebilir. Bu noktada terapist, danışanın yeni bir bakış açısı geliştirmesi ve gelecekle ilgili olumsuz duygu ve düşüncelerini yeniden gözden geçirmesi konusunda ona umut vermelidir.

Problemin Nasıl Doğduğuna Dair Unsurları Ortaya Koymak

Tedaviye başlamadan önce problemin çıkış noktası belirlenmelidir. Bunun için, danışanın yaşam öyküsü, ayrıntılı bir şekilde ele alınmalıdır.

Normalleştirme:

Danışanın yaşadığı sorunun ona özgü olmadığı böyle bir sorunu aslında herkesin yaşayabileceği konusu terapide ele alınmalıdır.

Bu dört unsur tüm psikoterapilerin sağladığı özel olarak belirtilmemiş yararlar olarak düşünülebilir. Bunların yanı sıra, terapi seansı boyunca, danışana “an” ve “an” karşılık vermeye yarayan mikro beceriler vardır. Bunlar:

  • Empati göstermek
  • Cesaretlendirmek
  • Açık-net ve zamanlaması uygun, tehditkar olmayan sorular sormak
  • Uygun bir şekilde düşüncelerini söylemek
  • Danışana gerekli olan gerçekçi bilgileri sağlamaktır.

Psikoterapinin getirileri aşağıdakilerden de etkilenebilir:

  • Terapistin deneyimi ve eğitimi
  • Köken
  • Hastanın cinsiyeti
  • Terapistin cinsiyeti
  • Hastanın yaşı
  • Tedavi öncesi stres seviyesi
  • Terapist ve hasta arasındaki işbirliğinin kalitesi
  • Terapistin gerekli tedavi protokolüne uygun davranması
  • Terapinin uzunluğu
  • Aktarım şeklidir.

Terapötik ittifak, karşılıklı güven ilişkisini gerektirir. Bu süreç içerisinde, danışanın özelinin

korunacağı konusunda emin olması sağlanmalı ve terapist bu konuda işaret vermelidir.

Terapötik ittifak içerisindeki üç kenetlenmiş bileşen şöyle sıralanabilir:

Bağlar: Güven ve sevgiyi işaret eder.

Görevler: Terapide yapılacaklar konusunda terapist ile danışanın yaptığı anlaşmadır.

Hedefler: Tedavinin getirisi konusunda danışanın ve terapistin ortak beklentisidir

Sonuç olarak, psikoterapi sürecinin başarıya ulaşmasında doğru yaklaşımın seçilmesi ve bu süreç boyunca terapistin her konuda danışanı destek olmasının büyük payı vardır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu