Cinsel İlişkiyle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Tüm toplumlarda olduğu gibi toplumumuzda da, çocuklar, kız ya da erkek oluşlarına göre ayrı biçimlerde yetiştirilmeleriyle başlayan büyüme sürecinde cinsellik de dahil, bir kadının ve bir erkeğin nasıl olması, nasıl davranması, neleri yapması ve yapmaması ya da kabul edip etmemesi gerektiğine dair kültürel değerleri, kuralları öğrenmiş olurlar. Ancak ne yazık ki öğrenilen ve benimsenen bu kurallardan pek çoğu yanlıştır.

Öğrenilen ve benimsenen bu yanlış kurallar, erkeğin ya da kadının cinselliğe- cinsel ilişkiye karşı olumsuz bir bakış açısı ve tutum geliştirmesine, hatta çoğu zaman bir cinsel işlev bozukluğunun ortaya çıkmasına ve devamlılığına sebep olmaktadırlar.

Cinsellik ve cinsel ilişki ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan bazıları şunlardır:

Sevişmek Cinsel Birleşme Demektir.

Cinsel birleşme, sevişmenin, tarafların karşılıklı haz almalarını sağlayan yönlerinden biridir. Haz almanın tek yolu değildir. Bu yanlış inanış, sevişmenin birleşme dışındaki, karşılıklı haz alınabilecek diğer yönlerinin ihmal edilmesine sebep olmakta ve cinsel ilişkide yakınlık, sıcaklık gibi duygusal yönlere daha çok gereksinim duyan tarafı hayal kırıklığına uğratıp, onun cinsel ilişkiye katılımını ve zevk almasını engelleyebilmektedir.

Kadınların Cinsel İsteği Azdır.

Cinsel istek sıklığı, kişinin kadın ya da erkek oluşuna göre değil; kadın ya da erkek olsun, kişilere, çiftlere ve onların yaşamlarının devrelerine göre değişkenlik gösterebilen ve dar bir sınır içinde normali olmayan bir durumdur. Bu yanlış inanış sahip bir kadın, kendi cinselliğinden utanmakta ve cinsel ilişki sırasında kendisini bu nedenle ketleyebilmektedir.

Cinsel İlişki İsteğini Erkek Belirtmelidir ya da Sevişmeyi Başlatan Kadın Ahlaksızdır.

Biri erkek diğeri kadın iki tarafın da istekle ve haz alarak yaşadığı bir yaşantıyı, kadının istediğini söyleyerek başlatması, bir erkeğin başlatması kadar olağandır. Öte yandan pasif olarak eşinin / partnerinin dokunuşlarına kendini bırakan bir erkek ya da daha aktif davranan bir kadın hiç beklemedikleri kadar haz alabilirler.

Bu yanlış inanış kadını sadece eşinin / partnerinin istediği zaman, onu memnun etmek için ilişkiyi kabul etmeye kendini koşullandırmasına sebep olabilmektedir.

Erkek veya Kadın Sevişmeye Hayır Diyemez.

Sevişmenin reddedilmesi eşin / partnerin reddedilmesi anlamına gelmez. Karşılıklı tatmin edici bir cinsel ilişkinin olmazsa olmazı tarafların istekli oluşlarıdır. Erkek ya da kadın istemeden girdiği bir cinsel ilişkiden haz alamaz ve aynı şekilde karşısındakine de haz veremez.

Bu yanlış inanış nedeniyle eşlerinin / partnerlerinin cinsel ilişki taleplerini, istemedikleri halde kabul etmek durumunda hisseden kimseler bir süre sonra cinsel arzularını ve hazlarını kaybedebilirler.

Her Erkek Her Kadına Nasıl Zevk Vereceğini Bilmelidir.

Cinsel haz, herkes için geçerli, değişmez kurallar çerçevesinde yaşanan bir durum değildir. Herkes için her cinsel ilişkide haz almanın yolları ve derecesi değişkenlik gösterir. Özellikle kadınlar için, cinsel ilişkiden daha çok haz almak kadının da aktif olduğu bir öğrenme süreci gerektirir.

Bu yanlış inanış, erkeğin sevişme biçimini ve tarzını sorgulamasına gerek kalmadığı mesajını verir. Ancak, eşinin yeterince zevk almadığını ve orgazm olmadığını öğrenen birçok erkek bu durumu çözümlenmesi gereken bir sorun olarak değil de kendi erkekliğinin, yetersizliğinin bir kanıtı olarak değerlendirebilmektedir.

Tüm Fiziksel Yakınlaşmalar Sevişmeyle Sonlanır.

Fiziksel yakınlık Cinsel hayatları içinde bu yanlış inanış doğrultusunda davranmak ve beklenti içinde olmak, tarafların cinsel ilişki istemedikleri durumlarda-zamanlarda dahi kendilerini buna mecbur hissederek sıkıntı yaşamalarına neden olabilmektedir. Özellikle cinsel hayatlarında sorun yaşayan çiftlerde ise ne yazık ki çoğu zaman, sadece bu sorunlu alana bir vurgu, bir davet olarak algılandığından fiziksel yakınlık tarafların hayatından tümden çıkabilmektedir.

Oysa fiziksel yakınlık; dokunmak, sarılmak, öpmek sadece cinsel ilişki isteğinin, sevişmenin değil aynı zamanda sevgi, şefkat ve sıcaklığın da ifadesidir.

Elbette bir sevişmeyi fiziksel yakınlaşma olmaksızın düşünmek, yaşamak mümkün değildir ancak bir sevişme ile sonlanmaksızın da sevgiyi, şefkati, sıcaklığı, güveni sadece dokunarak-sarılarak-öpüşerek hissetmek ve birlikte mutlu olmak mümkündür.

Sevişmede Neyin Normal Olduğuna İlişkin Belirli ve Kesin Kurallar Vardır.

Cinsel hayat, taraflardan herhangi birinin isteği ve rızası dışında olmamak koşulu ile, yaşayan herkesin mutlaka uyması ve/veya uymaması gereken kuralları, durulması, geçilmemesi gereken katı sınırları, çerçevesi olan bir hayat değildir. Kişiler istekleri ve rızaları doğrultusunda zaman zaman bu hayatın içine heyecan yaşamak, renk katmak, daha çok haz almak için bazı fantezileri, araçları, durumları sokabilirler. Bu yanlış inanış, birçok kişinin cinsel arzularını ve fantezilerini bastırmalarına ve ifade edememelerine yol açmakta, engellenmiş cinsel arzular yaşanan cinselliği ketleyici ya da alınan hazzın kalitesini düşürücü olmaktadır.

Sevişme Sırasında Erkek Cinsel Organında Sertleşme Kaybı Olması Sevişmeyi Sonlandırır.

Cinsel ilişki, çevresel başka hiçbir uyaranın algılanmadığı, bilinçsizce bir yaşantı, uyarılma da (ereksiyon ya da vajinal ıslanma) bir kereye mahsus yaşanan bir durum değildir. Erkeğin ya da kadının cinsel ilişki sırasında ortamdaki pek çok etkenden ya da aklından geçen bir düşünce nedeni ile dikkati dağılabilir. Dikkatin dağılması, uyarılmanın ve uyarılma belirtilerinin (ereksiyon ya da vajinal ıslanma) ortadan kalkmasına neden olabilse de kişilerin cinsel arzusu varsa sevişmeye devam edildiğinde uyarılma tekrar sağlanabilir. Bu yanlış inanış, erkeğin ereksiyon kaybını bir felaket olarak algılamasına, bu da ereksiyonun cinsel ilişki sırasında tekrar sağlanamamasına neden olabilmektedir.

İyi Bir Sevişme Orgazmla Sonuçlanmalıdır.

İyi sevişme, tarafların, istekle başlayarak karşılıklı haz alabilmelerine dayanır. Bununla birlikte orgazm yaşanır ya da yaşanmaz. Orgazmın yaşanmaması o ilişkiden haz alınmadığı, tatmin olunmadığı anlamına gelmez. Bu yanlış inanış eşlerin / partnerlerin ilişkinin başından itibaren orgazmın yaşanıp yaşanmayacağına odaklanmalarına, bu da yaşanan hazzın sürdürülememesine dolayısıyla orgazmın ulaşılamaz hale gelmesine neden olabilir.

Kadın Cinsel Birleşmeyle Orgazm Olmalıdır.

Cinsel ilişki cinsel birleşmeden ibaret bir yaşantı, kadının cinsel ilişkide orgazm olmasının tek yolu da cinsel birleşme değildir. Kadın cinsel ilişki sırasında cinsel birleşme dışında, partnerin oral ya da elle uyarımı, sürtünme veya mastürbasyon ya da seks oyuncağı kullanımı ile de orgazm olabilir.

Bu yanlış inanış, cinsel birleşmeyle orgazm olamayan kadının kendisini eksik hissetmesine ve arayışa girmemesine sebep olmaktadır.

Güçlü Erkek Üst Üste Hiç Ara Vermeden Sevişebilir.

Erkekler, nadir olguların dışında, boşaldıktan sonra, süresi kişiden kişiye ve kişinin hangi yaş diliminde olduğuna göre çok değişen bir çözülme evresine zorunlu olarak girerler. Bu dönem sona erene kadar uygun cinsel uyaran olsa da tekrar ereksiyon sağlayabilmeleri fizyolojik olarak olası değildir. Bu yanlış inanış erkeğin, bu çözülme evresini göz önüne almadan arka arkaya sevişememesini başarısızlık ve cinsel gücünün yetersizliği olarak algılayıp kaygılanmasına, bu kaygılı hal de zamanla ereksiyon problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

Mastürbasyon Kirli ve Zararlıdır.

Mastürbasyon, kadın ya da erkek, kişinin sıklıkla erotik fantezilerle birlikte kendini uyararak artan cinsel gerilimine elverişli bir boşalma sağlamasıdır. Fiziksel ya da ruhsal hiçbir zararı yoktur. Bu yanlış inanış, cinsel isteğin ve bu isteğin gelişimsel olarak normal ve güvenli olan bu ifade biçiminin reddedilmesine yol açmakta, kişinin kendi bedenini tanıyarak kendi bedeninden haz almayı öğrenmesine engel olmaktadır.

Cinsel İlişki Sırasında Mastürbasyon Yapılmaz.

Tarafların ortak görüşüne bağlı olarak mastürbasyonun, cinsel ilişki sırasında cinsel hazzı arttırmak, orgazmı sağlamak için, uygulanması son derece olağandır. Mastürbasyon, sürekliliği olan bir ilişki kurulduktan sonra bile eşin yokluğu veya hastalığı halinde, ona yakınlık duyulmadığında, hatta eşten bağımsız olarak sağlıklı bir cinsel eylem olarak hayat boyu sürebilir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu