Hastalık Hastalığı Nedir?

Hastalık Kaygısı Bozukluğu

Eski adıyla hipokondriyazis olan hastalık kaygısı bozukluğu, halk arasında

hastalık hastalığı olarak bilinmektedir. Kişilerde bedensel bir rahatsızlık

bulunmadığı halde bitmek tükenmek bilmeyen bedensel yakınmalar, ciddi

bir rahatsızlığa kapıldığına ya da kapılacağına dair sürekli devam eden

ruminatif düşünceler ve yoğun kaygılarla kendini belli etmektedir. 

Bu bozukluğa sahip kişiler bedensel birçok şikayetlerden yakınabilirler.

Bunlardan başlıcaları baş ağrısı, sırt ağrısı, kalp çarpıntısı, terleme,

üşüme, kabızlık, cinsel isteksizlik gibi belirtileri ciddi bir rahatsızlığın

belirtileri gibi algılarlar ve ciddi bir rahatsızlığa sahip olduklarına

inanabilirler. Sık görülen durumlardan bir tanesi de kişilerin sık sık nabzını

kontrol ettirmeleri ve tansiyonlarını ölçtürmeleri olarak karşılaşılır.

Tıbbi muayene onlara güven vermez ve kendi düşüncelerine inanmakta sabit kalırlar.

Yani tüm karşı kanıtlara rağmen büyük bir hastalığa sahip olduklarını veya olacaklarını düşünmekten kendilerini alıkoyamazlar.

Pilowsky 1970 yılında yaptığı bir çalışmada hastalık kaygısı olan bireylerde

üç unsura dikkat çekmiştir. Bunlar aşırı fiziksel meşguliyet, hasta olma

korkusu, hastalık inancı şeklinde sıralanabilir. Bunu yanında hastalık

kaygısının altında yatan sebepleri ikiye ayıran çalışmacılarda mevcuttur.

Başka bozukluklar eşlik etmeden kendiliğinden oluşan ve psikiyatrik bir

problem sonucu ortaya çıkması bakımından ayrılabileceğini ifade

etmişlerdir.

Hastalık kaygısı bozukluğunun toplumdaki yaygınlığına bakıldığında %1 ile

%5 arasında olduğu, hastaneye başvuran kişilerden alınan veriler ile

bakıldığında da yaygınlığı %3 ile %13 aralığında olduğu belirtilmiştir. Bu

bozukluğun ortaya çıkma yaşı değişebilmekle beraber genellikle 20 ile 30

yaş aralığında ortaya çıkmaktadır.

NEDEN HASTALIK KAYGISINI YAŞIYORUM ?

Bozukluğun ortaya çıkma sebeplerine bakıldığında bu bozukluğa sahip

olanların genellikle bedensel duyumlarındaki hassasiyetin varlığından söz

etmektedirler. Bu sebeple yaşadığı bedensel belirtileri kalp çarpıntısı, sırt

ağrısı gibi belirtileri normalden daha çok hissetmekte böylece bunun bir

hastalık belirtisi olacağına dair inançlarını arttırmaktadır. Aynı zaman da bir

başka etmen ise bireyin çevresinde duyduğu hastalığı ve belirtilerini

kendisinde de olabileceğine dair düşüncelere kapılmakta, hastalığa

kendisinin de sahip olabileceğine dair ihtimalleri artırarak yoğun kaygılara

ve bozukluklara sebebiyet vermektedir. Ayrıca bireyin yakınlarından birisinin

ölümünden sonra ya da sosyal medya da yayılan hastalık haberlerinden

sonra da bu bozukluk gelişebilmektedir. Bir diğer söz dilen unsur ise kişinin

yüzleşmek istemediği sorunları bastırdığı ve yüzleşmemek adına fiziksel

rahatsızlıklarına yönelebilmesidir.

Son çalışmalar erken çocukluk döneminde bireyin yakın çevresinin

etkisinden yani sosyal öğrenmelerinden söz edilmektedir. Ailelerden

öğrenilen deneyimler ve öğrenmeler hastalık kaygısı bozukluğuna neden

olabileceği düşünülmektedir. Bunu destekler nitelikte bir olgu olarak bu

bozukluğa sahip bireyler tarafından alınan bilgiler doğrultusunda aile

bireylerinin yakınmalarına benzer nitelikte yakınmalar ortaya konulmasıdır.

Bu bozukluğa sahip olan bireyler tarafından genellikle “her belirti bir hastalık

habercidir”, “iyi olduğum her zaman sağlıklı olduğum anlamına gelmiyor”,

“yanlış teşhis konulmuş olabilir” gibi ifadeler kullanılmaktadır. 

DSM-V’ e göre Hastalık Kaygısı Bozukluğu Tanı Kriterleri;

A) Ciddi bir hastalığı olduğunu ya da olacağını sürekli düşünme.

B) Bedensel belirti genellikle yoktur olsa bile ağır ve ciddi olmayan

belirtilerdir. Kişi farklı bir hastalığa sahipse ya da bir hastalığa sahip olma ihtimali yüksekse

(ailede ciddi bir hastalık öyküsü varsa) bu konuyu sürekli aşırı düzeyde düşünme

görülmektedir.

C) Bireyin kendi sağlığı ile ilgili ciddi düzeyde bir kaygı ve korkusu

mevcuttur, bu korkuya çok kolay şekilde kapılmaktadır.

D) Bireyin sağlık durumu ile ilgili davranışlarında, sürekli vücudunun

bölümlerini kontrol etme gibi aşırı davranışlar veya hastaneye / hekime gitme

konusunda kaçınma davranışları görülebilir.

E) Bahsedilen, hastalık fikriyle aşırı meşguliyet durumu en az altı aydır var

olmaktadır. Fakat kişinin korktuğu hastalık türü bu süreç içerisinde değişiklik

gösterebilmektedir.

F) Hastalıkla ilgili sürekli düşünme ve hasta olmaya dair zihinsel meşguliyet,

Bedensel Belirti Bozukluğu, Panik Bozukluğu, Yaygın Kaygı Bozukluğu,

Bedensel Algı Bozukluğu, Obsesif Kompulsif Bozukluk ya da Sanrılı Bozukluk,

bedensel tür gibi farklı bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz (DSM-V, 2014).

DSM-V, Hastalık Kaygısı Bozukluğu için birbirinden farklı iki tür

tanımlamaktadır. Buna göre (DSM-V, 2014);

– Bakım Arayan Tür: Sık sık doktora gitme ya da sağlık muayenesi, tahlil,

tetkik gibi tarama müdahalelerinde bulunma olabilir.

– Bakımdan Kaçan Tür: Sağlık bakımına, hastane ve hekimlere nadir

olarak başvurma, kaçınma olabilir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu