Bağımlılık, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen karmaşık bir sorundur. Bilim insanları bağımlılık üzerine farklı alanlarda çalışma yapmıştır. Zararlı sonuçlara rağmen, kişinin kendini tutamayarak sürekli olarak madde ya da alkol kullanması zamanla kronik hastalıkları doğurabilir. Bunun dışında, genetiğimizde bir yatkınlık varsa, nikotin veya alkol kullanımı sonrasında bağımlılığın daha hızlı gelişebilmesi mümkündür. Bağımlılık, bireyler ve aileleri, sosyal çevresi üzerinde yıkıcı etkilere sahip olabilir ve sıklıkla kişinin arkadaşları ve daha geniş toplum gibi sosyal çevreleri ile bağlantılı denilebilir.
Arkadaşların ve sosyal çevrenin bağımlılık üzerindeki etkisi önemli bir faktördür. Arkadaşlar, sosyal destek ağının önemli bir parçasıdır ve onların görüşleri ve davranışları, kişinin kararlarını etkileyebilir. Örneğin, bir kişinin arkadaşları düzenli olarak madde veya alkol kullanıyorsa, benzer davranışlar sergileme olasılığı daha yüksektir. Akran baskısı güçlü bir etki olabilir ve madde veya alkol kullanımını teşvik eden arkadaşların etkisine karşı koymak zor olabilir. Özellikle lise ve üniversite ortamlarında kişilerin ‘’kabul görme’’ düşüncesi ile nikotin, madde veya alkol bağımlılığı geliştirme olanağı yüksektir. Kişi kendini sadece sosyal ortamlarda alkol, madde, veya nikotin kullanırken buluyorsa bunu bir bağımlılık olarak görmeyebilir. Sosyal öğrenme yoluyla kişi zamanla bağımlılığı geliştirir. Bir yandan, arkadaşların ve sosyal çevrenin bağımlılık üzerindeki etkisi, madde veya alkol kullanımının başlangıç aşamaları ile sınırlı değildir. Bir kez bağımlı hale gelen bir kişinin sosyal ağı, bağımlılığı bırakma sürecinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Bağımlılık tedavisi sürecinde destekleyici arkadaş ve aile bireylerinin varlığı, başarılı iyileşme şansını artırabilir. Tam tersi olarak, madde veya alkol kullanmaya devam eden arkadaşlar, kurtarma sürecindeki kişinin ayık kalmasını zorlaştırabilir.
Bunların dışında, madde kullanımının yaygın olduğu mahallelerde büyüyen insanlar, denemeler yapma ve bağımlı hale gelme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, yoksulluk yaşayan veya travma geçiren insanlar, kaynaklara ve desteklere erişim eksikliği nedeniyle bağımlılık riski altındadır. Bağımlılık, ekonomik ve sosyal eşitsizlik gibi daha geniş sosyal faktörlere de bağlı olabilir. Yoksulluk, ayrımcılık veya eğitim, sağlık hizmetlerine erişim eksikliği gibi faktörler, bağımlılık gelişimine yol açabilir. Bu faktörler stres, travma ve umutsuzluk hissi yaratabilir ve bağımlılık olasılığını artırabilir.
Bağımlılık sorununun çözümü, sadece bireysel çaba ve irade ile değil, aynı zamanda sosyal çevrenin değişimi ve sosyal faktörlerin ele alınması ile de mümkündür. Kişinin hangi ortamlarda daha çok alkol, madde ve nikotin tükettiği izlenmelidir ve buna göre bir tedavi haritası çizilebilir. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadele ederken, arkadaşlarımızı ve sosyal çevremizi seçerken dikkatli olmak ve etkilerini anlamak önemlidir. Ayrıca, daha geniş sosyal faktörleri ele almak ve eşitliği artırmak da bağımlılık sorununun çözümü için önemlidir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.