Çocuklarda Beslenme ve Yutma

Beslenme ve yutmanın gelişimi, embriyolojik ve fetal dönemlerde başlar ve bebeklik ve erken çocukluk boyunca devam eder.

Yeterli solunum ve beslenme bütün canlılar için gereklidir. Yenidoğanlarda ve küçük bebeklerde güvenli oral beslenme, eşgüdümlü emme, yutma ve solunum sıralaması gerektirir. Normalin dışında komplike faktörlere sahip olanlar dışında, solunum genel olarak bebekler için aktif çaba gerektirmez.

Erken bebeklik döneminde ve yaşamın ilk birkaç yılında yeterli kilo alımı ve büyüme, başarılı beslenmenin temel ölçüsüdür. Bir bebek, uygun bir şekilde kilo almak için yeterli hacim tüketmeli ve bebeğe veya besleyiciye stres olmadan yaklaşık 20 ila 30 dakika süreyle verimli bir şekilde beslenmelidir. Bebeklerin bir beslenmenin başlangıcından sonraki beslenmenin başlangıcına kadar en az 2-3 saatlik aralıklarla beslenmesi, bu zaman aralığı açlığın kolaylaşmasında, beslenme dönemi sonunda doygunluk oluşmasında, sindirimde ve bir sonraki döngünün teşvik edilmesinde önemli bir faktördür.

Yeni doğmuş bir bebek için en zor görevlerden biri, dudaklar, çene, yanaklar, dil, damak, farinks ve gırtlak gibi anatomik yapıların karmaşık birleşimini içeren oral beslenmedir. Bebekler için koordineli ritmik emme, yutma ve nefes alma dizileri hem emzirme hem de biberonla beslenmede gereklidir. Günümüzde devam eden en yaygın sorulardan biri, oral beslenmeye ne zaman ve nasıl başlanacağı ve ilerletileceği konusudur.

Besleyici olmayan emme (parmak emme, emzik vb.) başarısı, bir bebeğin biberonla beslenmeye hazır olduğunun belirtilerinden biri olarak yaygın olarak kullanılmaktadır, Yaşamın ilk birkaç ayında oral beslenme; Beklenen doğum tarihinde doğan ve sağlıklı premetüre bebeklerde, oral beslenme sırasında aralıklı olarak azalmış solunum hızı ve tidal hacim ve dakikada solunum yollarına giren yeni hava miktarında azalma olması muhtemeldir. Sonraki birkaç ay boyunca bebekler, kilo almaları ve büyümeleri için yeterli olan daha büyük bir hacim tüketirken becerilerini geliştirir ve verimliliği artırırlar. Verimli beslenen bebekler ve çocuklar yemek zamanlarına 30 dakika veya daha az zaman harcarlar.

Ağızdan beslenme önerileri için beklentiler belirlenirken, kaba ve ince motor beceriler, bilişsel beceriler ve dil ve konuşma becerileri ile ilgili seviyelerin tümü dikkate alınmalıdır. Genel gelişimsel beceri düzeyleri (kaba ve ince motor becerilerin yanı sıra bilişsel ve konuşma/dil becerileri) kronolojik yaşın (veya erken doğan çocuklar için düzeltilmiş yaşın) altındaysa, beslenme ve yutma uzmanları ve diğer profesyoneller ebeveynlere yardımcı olarak onları yönlendirmelidir.

Bebeklik döneminde beslenme, bakıcıların ve bebeklerin becerilerine ve sınırlılıklarına bağlı olan karşılıklı bir süreçtir. Başarılı bir beslenme için sağlıklı ve güvenli beslenme ilişkisi çok önemlidir. Bakıcılar açlık ipuçlarını hemen tanımalı ve karşılık vermelidir.

Bebekler, 6 aylık olduklarında , genellikle oturma pozisyonuna getirildiğinde kısa bir süre için dik bir duruşu koruma yeteneği de dahil olmak üzere genel gelişimsel düzeyleri yeterli olduğunda geçiş beslemesi için hazır olduklarını gösterirler. Ağız boşluğunun büyümesi ve gırtlak yapılarının alçalması ağız boşluğunda daha fazla yer sağlar ve anatomik değişiklikler meydana gelir. Farinksin uzamıştır ve larinksin alçalmıştır.Yağ yastıkçıkları emilir ve yumuşak damak ve epiglotta ayrılma olur. Oral yapıların artan hareketi, emzirme modelinden emmeye ve kaşıkla beslemeye geçişe yardımcı olur. Emme sırasında dil hareketinin yönünün değişmesi ile çocuk sıvı dışındaki besinlere geçişe hazır hale gelir.

Diyet dokularının genişlemesini etkileyen kritik ve hassas dönemler; Çiğneme için kritik dönemler tanımlanmıştır. Çiğneme için kritik dönem, yaklaşık 6 aylıkken dil çıkarma refleksinin kaybolmasını takip eden zamandır. Dil çıkarma refleksi, yiyeceğin ön dil üzerine yerleştirildiğinde ağızdan dışarı itilmesidir. Kritik dönem geçtikten sonra bu yeni dokular tanıtılırsa çoğu çocuk belirli oral hareketleri öğrenmekte ve yapmakta zorlanır. Yapılan çalışmalarda bebeklere 10 aylıktan sonra dokulu gıdalar verildiğinde, bebeklerin katıları reddetme olasılığının daha yüksek olduğu, yetersiz miktarda besin tükettikleri ve 15 aylık olduklarında kabul ettikleri besinler konusunda seçici davrandıkları görülmüştür. Bununla birlikte, çeşitli gıdalara maruz kalma, genel kabullerini ve alımlarını arttırmıştır. Anne sütüyle beslenen çocukların, eğer anneleri bu yiyecekleri sık sık tüketiyorsa, anne sütünden gelen çeşitli aromalara maruz kalmaları nedeniyle, mama ile beslenenlere göre daha az gıda seçtiği bildirilmiştir.

Kaşıkla beslemeye giriş; İnce, pürüzsüz püre haline getirilmiş yiyeceklerin kaşıkla beslenmesi, bir çocuk gelişimsel olarak yaklaşık 6 aylık bir seviyeye ulaştığında gerçekleşir. 12 aya kadar, çocuklar sıvıları genellikle biberon, valfli veya pipetli bardakla alırlar. Çocukların, bir yaşını doldurduklarında, bir bardaktan veya pipetten yardım almadan, bağımsız olarak içmeleri beklenir. Açık bir bardaktan bağımsız içme genellikle daha sonraki dönemlerde gerçekleşir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu