Çocukta Cinsel Travmanın Etkileri ve Sonuçları

Cinsel travma, çocukların yaşantısını önemli derecede etkileyerek korku ve kaygı yaşamasına sebep olmaktadır. Aynı zamanda çocukların iç benlik uyumu ve çevre ilişkisini olumsuz etkilemektedir. Bu da çocukların hem okul hem de günlük rutin hayatında değişimlere yol açmaktadır. Bu değişimler; çocuğun kendini değersiz hissetme, içe kapanma, ebeveyn veya arkadaşlar ile anlaşamama, beslenme ve uyku düzenin bozulması, okula ve okul ödevlerine odaklanamama, okul notlarında düşüş, okul etkinliklerine ilginin azalması ya da kaybolması, okula erken gitme ve eve dönmek istememe, saldırgan davranışlar gösterme, altına kaçırma ya da parmağını emme, hata yapmamaya çalışma, karın ve baş ağrısı gibi psikosomatik belirtiler gösterme duygu ve düşücelerini paylaşmama, aşırı utanç ve suçluluk hali içinde olma, arkadaş edinememe ve arkadaşlıklarının kısa sürmesi gibi çocuğun yaşamını ağır derecede olumsuz etkilemektedir. Cinsel travma yaşayan çocuk bu konuda yardım almaması durumunda okul ve rutin hayatında olumsuz belirtiler göstermeye devam etmektedir. Bu da yetişkinlikte derin izler bırakan bir yaşantı sürmesine neden olmaktadır. Cinsel istismar vakalarının büyük bir kısmı çocuğun tanıdığı kişiler tarafından yapılmaktadır. Aile içi cinsel istismar ve ya ensest açısından vakalar incelendiğinde, yaşanan olayların çoğu çocuklarda meydana gelen davranış değişiklikleri sebebiyle annelerin uzmana başvurması sonucu ortaya çıkmaktadır ancak dışlanma, toplum baskısı, aile içi problemler, suçluluk, utanma gibi korkular sebebiyle yaşanan olayların bildirilme durumu çok düşük oranlardadır. Polat’ın 2006 yılında yapmış olduğu bir araştırmaya göre cinsel istismara uğramış çocukların çoğunda benzer fiziksel, davranışsal, seksüel ve duygusal belirtiler görülür. Genital ve anal bölgelerde yaralar, kaşıntılar, iç çamaşırların kanlı olması, yürüme ve hareket etmede güçlük, kalp ritminde düzensizlikler, hamilelik durumları vs. fiziksel; ani ve aşırı duygu patlamaları, evden, okuldan kaçma davranışları, uyku düzensizliği ve kabus görme, sosyal geri çekilme ve ruhsal bozuklukların ortaya çıkması vs. duygusal ve davranışsal; cinsel içerikli oyunlar, cinsel kimlik ve işlevde bozukluklar, dokunmaktan ve dokunulmaktan kaçınma, aşırı mastürbasyon eğilimi, tuhaf ve alışılmadık cinsel bilgilere sahip olması vs. seksüel belirtilerdir. Çocuk cinsel travması, fiziksel duygusal ahlaki ve hukuki süreçleriyle çocukları ve gençleri etkilemekte olan önemli bir sorundur. Travmaya maruz kalan çocuklar duygusal ve davranıșsal olarak gelișim sağlamada etkilenmekte olup, birçok ruhsal hastalıkta görülmektedir Travmanın etkileri kușaktan kușağa aktarımı riskine de neden olmaktadır. Çocuğun göstediği belirtiler hakkında ailenin ve okulun bilgili olması, çocuğa yaş kategorisine göre cinsel eğitimler verilmesi hem cinsel istismarın önlenmesinde hem de hızlı tanınıp uygun yaklașımlar göstermek açısından son derece önem göstermektedir. Cinsel travma yaşan bireylerin okul başarısının arttırılması veya okul hayatına kazandırılması konusunda aile ve öğretmenlere büyük rol düşmektedir. Bireyin kendine karşı özgüveni ve özsaygısının arttırılması gerekir. Sosyal açıdan olumlu davranış kazanılması çalışmaları yapılmalıdır. Medyanın da çocuk istismarının önlenmesi adına bilinçlendirici programlar yaparak halkın bilinçlenmesine yardımcı olması gerekmektedir. Sorunları giderildikten sonra çocuk topluma geri kazandırılmalı,eğitim hayatına devam edebilmesi için gereken yardımların yapılması çocukların geri kazanılması bakımından çok önemli bir yere sahiptir. Bu gibi davranışlar okul başarısını da olumsuz yönde etkilemektedir. Güven konusunda eksiklik yaşayan öğrenci, öğretmeni ve arkadaşlarına karşı sosyal açıdan bir uzaklık yaşar. Kendi öz bakım becerileri konusunda yetersiz olması veya yapmak istememesi okul yaşantısında zorluk yaşamasına neden olur. Okul düzenine ayak uydurmaz ve arkadaşları tarafından dışlanmasına neden olur. Tüm bu negatif etkenler okul başarısını olumsuz yönde etkiler ve bu durum birey için ikinci bir yıkıma neden olur. Çocukta cinsel travma dünya genelinde görülen büyük bir sorundur. Ülkelerin eğitim seviyelerine göre görülme sıklığı değişkenlik gösterebilmektedir. Çocuğun iç benliğinde ve çevre ile olan ilişkisini etkilemektedir. Cinsel istismardan dolayı oluşan travma, çocukluk döneminde uzun bir zaman dilimine yayılarak duygusal, davranışsal ve sosyal sorunların nedeni olmaktadır. İstimara uğrayan çocuk olayı kimseyle paylaşmak istemez ve kendi içinde saklama düşüncesi içine girer, bu da geçmişte yaşadığı duyguları konuşmasına izin vermez. Olayı ne kadar bastırmak ve unutmak için çaba sarf ederse etkin cinsel travma, yaşantısı kişinin bedensel ve ruhsal gelişim ve yaşamını negatif yönde bir etki yapmaktadır. Çocukluk travmaları uzun ve kalıcı bir etki yaratığı için yetişkinlik döneminde de izlerini göstermektedir. Çocukluk yıllarında yaşanılan travma ve istismarı önlemek için çalışmaların çoğaltılması ve yaygın bir hale getirilmesi gerekmektedir. Çocukluk çağında yaşanan travmaların hem birey hem de toplum olarak büyük bir sorun olduğu nedeniyle tüm topluma ulaşılan alanlarda, kamu kurumu ve kuruluşlarda, sivil toplum ve derneklerde, eğitim merkezi olan kurumlarda bu konu üstünde durulmalıdır. Ayrıca sadece çocuk bakım veren yetişkinlere değil çocuklara da travma ve istismar hakkında gerekli olan bilgilerin aktarılması fayda sağlayacaktır. Teknolojik araçlar kullanılarak sosyal medya mecralarında bu konular hakkında farkındalık oluşturmak, topluma fayda sağlamak amacıyla yayınlar yapmak durumun önemini ve ciddiyetini sağlamak adına dikkat çekebileceği düşünmektedir. Ebeveynlerin çocukları ile iletişimini artırması ve onlarla birlikte vakit geçirmesi de büyük önem taşımaktadır. Eğer çocuk herhangi bir cinsel istismara uğramışsa ebeveynlerin ilgisi ve iletişim halinde olması nedeniyle yaşadığı istimarı anlatmasına ve yardım almasına fayda sağlayabilmektedir.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu