- “SELÜLİT OLUŞUMUNA NEDEN OLABİLİYOR”
- “HAMİLELER BİRİNCİ ÜÇ AYDAN SONRA GENİŞ KIYAFETLER GİYMELİ”
- “KIYAFETLER CİLDE 1-2 SANTİM UZAK OLMALI”
Son vakitlerin modası dar kıyafetlerin sıhhat üzerinde olumsuz tesirleri olduğu belirtildi. Dar kıyafet giyen şahıslarda kısırlık, genital bölgede enfeksiyon, reflü, hudut sıkışmaları, dolanım bozukluğu, varis ve selülit üzere birçok rahatsızlık görülebileceğine dikkat çekildi.
- “ERKEKLERDE KISIRLIĞA YOL AÇABİLİYOR”
Son vakitlerde estetik maksatla bedeni saran dar kıyafetlerin tercih edildiğini ve bunun genel beden sıhhati ile ilgili olumsuz tesirleri olduğunu söyleyen Üroloji Uzmanı Op. Dr. Ümit Özdemir, “Erkek üreme sıhhatiyle ilgili dar çamaşırların tesirleri nedir diye düşünürsek, erkek üreme organları olan yumurtalıkların daha üst kaymasına, bu da testislerin ısısının artmasına neden olmakta. Bunun sonucunda da testislerde olan üreme hücrelerinin kalitesi, hareketi, biçim bozukluğu ve sayıca azalması kelam konusu olmakta. Bu da erkek kısırlığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde erkek kısırlığının giderek artmasını düşünürsek, dar çamaşır giymeye bağlı olarak da önemli manada üreme hücrelerinin kalitesinin bozulması kısırlıkta önemli manada artışa neden olmaktadır” dedi.
- “SELÜLİT OLUŞUMUNA NEDEN OLABİLİYOR”
Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Jule Esen ise, bahisle ilgili şunları söyledi: “Kadınlarda damarların baskı altında kalmasına bağlı olarak damar duvarının ziyan görmesi ve varis gelişimi, genital bölgedeki havalanmanın azalması, buna bağlı olarak da kokulu vajinal enfeksiyonların ortaya çıkması, bir grup Sistit (idrar kesesi iltihabı) üzere enfeksiyonların ortaya çıkması muhtemeldir. Gastrit, reflü üzere hastalıklara neden olabiliyor. Bağırsak sorunlarına yol açabiliyor. Bağırsaklarda az çalışmaya, kabızlık sorunlarına neden olabiliyor. Ani baygınlıklar ortaya çıkabiliyor dar pantolon giymekle birlikte. Yanlış nefes alma, diyaframdan nefes alamama üzere sorunlara neden olabiliyor. Selülit oluşumuna neden olabiliyor. Yani hoşluklarının bozulmasına neden olabiliyor.”
- “HAMİLELER BİRİNCİ ÜÇ AYDAN SONRA GENİŞ KIYAFETLER GİYMELİ”
Gebelerde, dar giyinmenin birtakım ziyanları olduğunu vurgulayan Op.Dr. Jule Esen, “Dar giyinmek gebelikte bebeğin gelişim bozukluklarına bebeğin hareketlerinin kısıtlanmasına, anne adayının yetersiz oksijen alımına da neden olabiliyor. Birinci 3 aya kadar gebelik periyodunda eski kıyafetlerin giyilebileceğini ancak 3 aydan sonra bebeğin gelişimine de uygun yer hazırlayacak olan geniş kıyafetlerin giyilmesini tavsiye ediyoruz” tabirlerini kullandı.
- “KIYAFETLER CİLDE 1-2 SANTİM UZAK OLMALI”
Kan dolanımının sağlanması, hudut işlevlerinin olağan biçimde devam edebilmesi için kıyafetlerin cilde 1-2 santim uzak olması gerektiğini tabir eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mehmet Portakal, “Çok dar olduğu vakit o bölgede kan sirkülasyonu da hudutların olağan çalışması da etkilenebiliyor. Bu türlü olduğunda diyelim dar bir kıyafet giydiniz, damarda sirkülasyon zorlandığı için bilhassa aşağıdan üste gerçek kan dolanımı zorlandığı için sirkülasyon bozuklukları, varis daha sık karşılaştığımız sorunlardır. Kemeriniz çok sık olur ya da bel basen bölgesinde çok dar bir kıyafet giydiğiniz vakit bu bölgeden geçen bilhassa hudut sıkışmalarından sonra bacağımızda ağrı, uyuşmayla seyreden kimi hudut sıkışmalarına bağlı sorunlarla çok sık karşılaşıyoruz. Bunda bilhassa kemerin çok sık olmaması, art cebimize bilhassa çok büyük ölçüde tartı taşıyacak cüzdan üzere cisimlerin konmamasını öneriyoruz. Bacağınızda ağrı varsa uyuşma varsa, sirkülasyon bozukluğu varsa bilhassa sıkı kemerler yerine pantolonunuzun daha rahat giyilmesi için askı kullanabilirsiniz” şeklinde konuştu.
Portakal, ortaya çıkan rahatsızlıkların tedavileri hakkında şunları söyledi: “Bacaklarında sirkülasyon bozukluğu olanların, bacaklarında uyuşma yaşayanların, yürürken kısa uzaklıklarda dinlenme muhtaçlığı hissedenlerin ‘belde bir hudut sıkışması mı var, yoksa sirkülasyon bozukluğuna sebep olan diğer bir durum mu var’ bunlarla ilgili kesinlikle bir denetim edilmelerinde yarar var. Bunların tedavisinde, fizik tedavi prosedürleri, dolanımı düzenleyen oksijen, ozon tedavisi üzere yahut ödemi azaltan hacamat, sülük tedavileri, çok değişik fizik tedavi teknikleri uygulanabilir. Zira lenfatik drenaj ‘vücudumuzda biriken ödemlerin atılmasını sağlayan hücre ve dokulara besin taşıyan beyaz kan dolaşımı’ bizim için çok değerli. Yeniden bölgesel enjeksiyonlar, bilhassa nöralterapi, proloterapi, akupunktur tedavisi çok sık başvurduğumuz ve başarılı sonuçlar aldığımız tedavi formülleridir.”