Depremden Etkilenen Çocuklarla İletişimde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Çocuklar söz konusu olduğunda deprem gibi travmatik olayların anlamlandırılması yetişkinler yoluyla olur. Yetişkinler önemli bir modeldir. Dolayısıyla onlarla iletişimimizi bu çerçevede şekillendirmek önemlidir.

Depremden etkilenen çocuklarla iletişimde dikkat etmemiz gereken en önemli unsurlardan birisi onları susturmamamız gerektiğidir. Çocukların yaşadıkları zorlayıcı deneyimler ile ilgili konuşmaları genellikle yetişkinler tarafından engellenmeye çalışılır. Çocuk konuşmak istediğinde ya susturulur ya da dikkati başka bir konuya çevrilir. Yaşanan olay üzerinde konuşunca daha çok etkilenecekleri varsayılır. Ancak bu tutumun aksine çocukların konuşmalarına izin vermeli ve hatta teşvik etmeliyiz. Ne yaşadıklarını sormaları ve ifade etmeleri için motive etmeliyiz. Etraflarında sadece suskun büyükler görürlerse, demek ki konuşulmayacak kadar kötü bir şey var veya bir suç/kabahat var diye anlamlandırabilirler.

Duygularımızı saklamamak da önemli konulardan bir diğeridir. Zorlayıcı deneyimlerin ortaya çıkardığı duyguların ertelenmemesi için bu duygulara temas edilmelidir. Ertelenen, ifade edilmeyen duygular travmanın etkisini arttırabilir ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlara neden olabilir. Öncelikle çocuklar duygularla yetişkinlerin duygu ifadeleri yoluyla tanışmalılar ki bu duyguları yaşadıklarında ifade edebilsinler ve anlamlandırabilsinler. Yapılan araştırmalar zorlu durumlar karşısında yaşanılan duyguların sadece ifade edilmesinin bile iyileşme için önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Bu yüzden çocukların yanında duygularımızı ifade etmekten çekinmemeliyiz. Aksine üzüldüğümüzde ağlamak (çok abartılı olmayacak şekilde), korktuğumuzu şaşkın olduğumuzu belli etmek çocuğun da duyguları tanıyıp ifade edebilmesi açısından önemlidir.

Yaşanılan olay ne kadar büyük olursa olsun çocukların günlük rutin akışını durdurmamalıyız. Çocuğun depremden önce rutinlerinde neler varsa genel çerçevede bunlara yeniden geri dönülmelidir. Öncelikle temel ihtiyaçlar için yemek saatlerinin yeniden düzenlenmesi, hijyen koşullarının sağlanması, uyku saatinin yeniden düzene konulması önemlidir.

Çocukların en temel rutinlerinden biri de OYUNdur. Depremzede çocuklar için oyun alanları kurulması bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Depremi yaşayan ya da maruz kalan çocuklar oyunlarına depremi taşıyabilirler. Bu engellenmemelidir. Yaşadıkları travmayı dışa vurmanın bir yoludur oyun. Deprem gibi sarsıcı olaylar sonucunda hem çocuklar hem de yetişkinlerde “donakalma” tepkisi sıkça yaşanır. Bu nedenle hareket alanı yaratılması çok önemlidir. Açık alanda hareketli oyunlar oynamak etkili olacaktır. Müzik ve ritim eşliğinde oynanan oyunlar da travmanın etkisini hafifletir (müziğin sözsüz olmasına dikkat edilmeli).

Eller bizim ikinci dilimizdir. Bu yüzden ellerinin meşgul olacağı etkinlikler yaptırmak önemlidir. Kağıt, kalem, boyalarla yazdırıp çizdirmek, oyun hamuru ile oynamak yararlı olacaktır.

Önemli hususlardan bir diğeri de; belirsizliğin olmaması gerektiğidir. Belirsizlik yoğun olursa kaygı artar. Çocuklar gün içinde yapacağı en azından üç şeyi bilmeli (Bugün önce yemek yiyeceğiz sonra oyun alanına gideceğiz gibi).

Depremden etkilenen çocukları işbirliğine teşvik etmek de çok önemlidir. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar yürütülen işleyişe katılabilirler. Sorumluluk vermek yaşadıkları duygusal yıkımın önüne geçebilir ve onların yeniden hayata karışmasını sağlar. İşbirliği özellikle benzer sıkıntıları yaşamış gençler-ergenlerde iyileştirici etkiye sahiptir.

Akut dönemdeki bütün tepkiler normal ve sağlıklıdır. Bu süreçte çocukları dinlemek, sarılmak(izin verdikleri ölçüde) şifa niteliğindedir. Ancak depremi yaşamış ya da ekranlar ve konuşmalar aracılığı ile etkilenmiş çocukların, akut dönem sonrasında da devam eden uyku sorunları, uyum problemleri devam ediyor ve yoğun kaygı yaşıyorsa bir uzmandan destek alınmalıdır. Ayrıca tekrarlayan şekilde sürekli olarak oyunlarına depremi taşıyorsa (akut dönem sonrasında da) bir uzmana başvurmak önemlidir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu