Yapılmış çalışmalarda, ebeveynleri ayrılmış çocukların, ebeveynleri birlikte olan çocuklara göre psikolojik sorunlar açısından daha fazla risk altında olduğu konusunda genellikle fikir birliği olduğu görülmektedir. Aile birliğinin yapısal, duygusal ve ruhsal açıdan bölünmesine neden olan ayrılık ailedeki tüm bireyler için özellikle de çocuklar için karmaşık olan yeni bir durumun başlangıcıdır.
Ayrılığın çocuklar üzerindeki etkisini belirleyen pek çok faktör vardır. Ebeveynler arasında yaşanan çatışma ve ayrılık sürecinin doğası, sosyal destek mekanizmaları, kardeşe sahip olunması ya da olunmaması, cinsiyet, yaş gibi etkenler bu faktörler içerisinde sayılabilir. Bu etkenler arasından gelişimsel döneme göre ayrılık sürecinde çocukların sosyal olarak nasıl etkilendikleri ele alınacaktır.
BEBEKLİK DÖNEMİ
Bir bebeğin, bebeklik dönemi içerisinde birçok ihtiyacı vardır fakat fiziksel bakım ve duygusal yakınlık en önemli ihtiyaçlarındandır. Bu ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde bebeğine sağlayan ebeveyn bebek için doyum veren, güvende hissettiren kişi olarak belirlenir ve ebeveyne bağlanma gelişir. Bebek, ebeveyniyle iletişim kurmayı ve onu oyuna teşvik etmeyi öğrenir. Eğer bebek gülümsediğinde ebeveyn de ona gülümser, bebeğin seslerini taklit ederek onunla konuşur ve oynarsa, bebek de ona cevap verme isteği duyar. Buna karşın, bebeğin ağlamalarına kimse gelmezse, ya da her seferinde farklı kişi gelir ve farklı şekilde (biri sevecenken diğeri aceleci, sessiz, asık suratlı, vb.) bakım verirse, bebek değerli olup olmadığına karar veremez ve çevresine güven duyamaz.
-
Öneriler: Her iki ebeveynle de bağ kurma fırsatı tanıyın, fiziksel olarak rahatlatın, tutarlı rutin oluşturun.
OYUN ÇOCUKLUĞU DÖNEMİ (1-3 YAŞ ARALIĞI)
Bu dönemde çocuk ebeveyni ile yaşadığı temas kaybını terk edilme olarak deneyimleyebilir, ayrılıktan sorumlu hissedebilir veya ihtiyaçlarının karşılanması konusunda endişe duyabilir (yiyecek, barınma, ziyaretler). Giden ebeveynin onu eskisi kadar sevmeyeceğinden korkabilir. Bu yüzden yalnız bırakılma, terk edilme, unutulma korkusu, ayrılık anksiyetesi, tanıdık oyuncakları arama, öfkeli olma, huzursuz hissetme ve uyumsuz davranışlarda bulunma, ağlama krizleri görülebilir.
-
Öneriler: Fiziksel olarak rahatlatın, tutarlı rutin oluşturun, ayrı yaşadığı ebeveynlerle sık sık ziyaretler gerçekleştirin. Uzak olduğu ebeveyniyle ayrı kaldığı sürenin uzaması ebeveynine karşı uyum ve bağ kurmakla ilgili çocukta zorluklar oluşturabilir.
OKUL ÖNCESİ DÖNEM (3-5 YAŞ ARALIĞI)
Çocuk ayrılığı kendi zihninde anlamlandırmaya çalışmakla birlikte zihninde farklı düşünceler kurar. Ayrıca ayrılıktan sorumlu hissedebilir. Bu dönemde çocukta üzüntü, öfke gibi açık yas belirtileri, terk edilme ve reddedilme duyguları, yeme ve uyku değişiklikleri, davranış sorunları, bağlılık çatışmaları ve ayrılan ebeveynin rolünü üstlenmeye çalışma görülebilir. Ayrıca ayrılmış ailelerin çocuklarının geç sosyalleşip, okulda söz dinlememe, kurallara karşı gelme gibi tepkiler geliştirip okula uyum sağlamada güçlük, çekingenlik, benlik algısında zayıflama, özgüven eksikliği gibi problemler çektiği görülmektedir.
-
Öneriler: Çocuğunuzun duygularını ifade etme, başa çıkma stratejilerini öğrenme fırsatı tanıyın, ayrılıktan sorumlu olmadığına dair güvence verin, her iki ebeveyni de sevme izni verin, ebeveynin sorunlarından uzaklaştırmak için ders dışı etkinliklere katılımı sağlayın ve her ebeveynle mümkün olduğunca fazla zaman geçirmesini sağlayın.
OKUL DÖNEMİ (5-12 YAŞ ARALIĞI)
Bu dönemde çocuk kendini ayrılıktan sorumlu tutabilir ve ayrılıkla ilgili öfke hissedebilir, ayrılığa neden olduğunu düşündüğü ebeveyni suçlayarak taraf tutabilir, bir ebeveyni tamamen iyi, diğerini tamamen kötü görebilir. Ancak bütün ayrılıklarda bu durum söz konusu değildir, ebeveynler bu yaşa kadar ayrılık süreciyle ilgili çocuğa tutarlı ve doğru bilgileri çocuğun anlayabileceği düzeyde verdiğinde bu sıkıntının önüne geçilebilir. Bu problemin yaşanması halinde çocukta yoğun öfke, fiziksel şikayetler, ayrılık hakkında düşünmekten kaçınmak için aşırı aktif olma, ayrılıktan utanıp diğer çocuklardan farklı hissetme, bir ebeveynle ittifak kurma veya bir ebeveyne yabancılaşma gerçekleşebilir.
ADOLESAN DÖNEM (12-18 YAŞ ARALIĞI)
Çocuk bu dönemde ailesinin ayrılığından utanabilir ve bu yüzden ebeveynlerine derealizasyon ile tepki verebilir, akran ihtiyaçlarını ailesinin önüne koyabilir, beraber yaşamadığı ebeveyni ziyaret etmek istemeyebilir. Bu nedenle çocukta aileden uzaklaşma, konsantrasyon güçlüğü, yüksek riskli davranışlara eğilim (cinsel ilişki, madde ve alkol kullanımı ve suça dahil olma) görülebilir.
-
Öneriler: Daha fazla özgürlük ve seçenekler ile dengelenmiş tutarlı sınırlar oluşturun, ebeveyn ziyaretleri hakkında bilgi verin ancak velayet ve görüşme programına karar vermek durumunda bırakarak fazla yük yüklemeyin. Uzak olduğu ebeveyniyle görüşmek istemediği noktaları dinlemeye, burada ekstra bir ihtiyacı var mı ve iki ebeveyninde bu ihtiyacı karşılayabilir mi dikkat edelim.
-
Bütün bu basamaklarda yaşanmış olan zorluklar ebeveyni ayrılmamış olan çocuklarda da görülebilir, ebeveyni ayrılmış olan çocuklarda çok az görülebilir ya da hiç görülmeyebilir. Yukarda bahsedilenler olabilme ihtimali olan belirtilerdir. Ayrılma sürecini sağlıklı atlatan ebeveynlerin çocuklarında bu belirtilerin minimum düzeyde yaşandığı görülmüştür.
1. Ayrılmanın ne olduğu, yaş düzeyine uygun olarak, anlayabileceği bir dilde çocuğa anlatılabilir.
2. Eşler birbirlerini suçlamadan ayrılma kararını çocuğa anlatılabilirler.
3. Çocuğa ayrılma kararında bir suçunun ve etkisinin olmadığı anlatılabilir.
4. Çocuğa ayrılma sonrasında neler olacağı açık bir şekilde açıklanabilir.
5. Çocuğa ayrılmanın yarattığı karışıklığın geçici olduğu anlatılabilir.
6. Yaşanacak değişiklikler zamana yayılabilir.
7. Ayrılma; ebeveynlerin beraber ve aynı anda çocuğun güven duyduğu bir ortamda konuşulmalıdır.
Özetle, ayrılma bir süreçtir ve ailenin bir parçası olarak çocuk da bu sürecin içinde yer almaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğun kendi dinamiklerine sahip, olanları sezebilen, durumla ilgili açıklamaları anlayabilen bir birey olduğu gerçeğidir. Onu kandırmak, gerçekleri saklamak veya saptırmak yerine, onun varlığına saygı duyarak, uygun adımları planlamak ve gerekli durumda psikolojik yardım almak, ebeveynlerin bu zorlu deneyimde çocuğa sağlayacağı en büyük destek olacaktır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.