Fobiler

Ne tür korkularınız var veya geçmişte nasıl korkularınız vardı.

Bunları nasıl yendiniz veya şu an devam eden bazı korkularınız

ne zaman ortaya çıktı sizi nasıl etkilemekte ve nasıl başa çıkma

stratejileri oluşturdunuz. Bu korkularınızdan kurtulmayı hiç

düşündünüz mü? Örneğin kapalı yerde kalma korkusu, asanför

fobisi, uçak fobisi bunlar hayatınızı nasıl kısıtlamaktadır.

Bazen kontrol edilemeyen ölüm korkusu farklı nesneler yoluyla

dolaylı olarak bir ifade biçimi bulmuş olabilir fobilerde.

Geçmişteki travmalar bir şekilde fobik bir yolla tekrara aktive

olmuş olabilir. Fobiler çocuklukta ergenlikte veya yetişkinlik

dönemlerinde ortaya çıkabilir.

Peki nasıl fobiler vardır:

Rüzgar fobisi, sivri uçlu cisim fobisi, yazıdan korkma, mikroptan

korkma, şimşekten korkma, sudan korkma, evlenmekten

korkma, geceden korkma, güneşten korkma, dişçiden korkma,

yükseklikten korkma, böcekten korkma, yangından korkma,

ölümden korkma, kıldan korkma, idrardan korkma, gök

gürültüsünden korkma, ördek tarafından izlendiğinden korkma,

kilo almaktan korkma, canlı gömülmekten korkma, yalnız

kalmaktan korkma, yaşlanma fobisi, dokunma fobisi, politikacı

fobisi, köprü fobisi, öpülme fobisi, mezarlık fobisi, cinsellik fobisi

, Geletofobi denilen ve kişinin kendisine gülünmesinden ve

dalga geçilmesinden korkması gibi daha çok fazla fobiden

bahsedebiliriz.

İnsanlara ilginç gelecek fobiler olarak dalgalardan korkmak,

kıyafetlerin düğmelerinden korkmak, kadınlardan korkmak,

sayılardan korkmak, politikacılardan korkmak, yıkanmaktan

korkmak da yine fobiler arasındadır.

Fobi: saçma olduğu bilinmesine rağmen kişinin yoğun korku ve

kaçınma yaşamasıdır. Klasik koşullanma ile oluşuyor ve

edimsel koşullanma ile devam ediyor. Anksiyete bozukluğu

grubunda ele alınır ve depresyon ile kaygı zouklukları ile birlikte

görülebilir. O zaman fobi daha şiddetli yaşanabilir.

Travmalar ve olumsuz bazı yaşantılar sebep olabilir. Fobik

nesne ne ise kötü bir karşılaşma söz konusudur. Bazen

çocukluk korkularının aktive olması ile ortaya çıkabilir ve bir

tetikleyici ortaya çıkarmış olabilir.

Bastırılan kaygı ve çatışmaların simgesel bir durum ve nesne ile

ortaya çıkması olabilir. Çaresizlik duygularının aktive olduğu

kişinin o durum karşısında kendisini çaresiz hissettiği ve bir

felaketleştirme durumunun söz konusu olduğu bir durum oluşur.

Yaşamda kişiler çok fazla taravmatik durumlar yaşamaktadırlar

ve zamanla tarvmatik durumlar fobiye dönüşerek kişinin

kaçınma yaşamasına ve korku yaşamasına yol açabilir.

Yaşamda çok fazla korkularımız var. Rededilme korkusu,

sevilmeme korkusu, başarılı olamama korkusu, kabul edilmeme

korkusu, onaylanmama korkusu ve daha çok sayabiliriz.

Yaşanmakta olan kaygının nesnesi içsel dünyada olurken

korkunun nesnesi dışsal dünyadadır. Korkunun bir eğitim aracı

olarak terbiye aracı olarak kullanılması bir altyapı

oluşturmaktadır. Şimdi çocukluğunuza şöyle baktığınızda nasıl

korkularınız vardı bir bakalım. Çocukluk döneminde sizi nasıl

nelerle korkuturlardı sıklıkla neler söylerlerdi ve aklınızdan

çıkaramadığınız cümleler ve korkutma anları hafızanızda hala

bulunmaktadır.

Bazı durumlarda ise kişiler korku uyandıran nesnelere kötü bir

şekilde maruz kalmışlardır ve korkuyu deneyimlemişlerdir.

Korku ile o nesne arasında bir füzyon oluşmuştur ve korku

nesnesi haline gelmiştir. Kişi ne zaman o nesne ile karşılaşsa

yani korktuğu şeyle , huzursuzluk, panik, çaresizlik, yoğun kaygı

yaşamaya başlar ve kaçınma davranışı gösterir. Kişinin

kaçınması ile beraber az da olsa hissettiği rahatlama bu

korkunun iyice pekişmesine ve yerleşmesine neden olur. Daha

sonraki zamanlarda ise her karşılaştığında artık kaçınma

otomotikleşir. (Zarar görme ve ölüm korkusu bu duruma eşlik

eder) Altı aydan fazla bu durum devam ederse artık tedavi

edilmeden geçmeyecek bir korkuya fobiye dönüşmüş demektir.

Fobiler kolayca tedavi edilebilir ve psikoterapi etkili bir yöntem

olmakla beraber bazı durumlarda psikiyatristlerin yazacağı anti

depresanlarla bu süreç desteklenebilir.

Yapılan deneysel çalışmalarda bebeklere hiç görmemiş

oldukları vahşi hayvan resimleri ve sevimli hayvan resimleri

gösterilerek galvanik deri reaksiyonları ölçülmüş. Sonuçta

görülmüş ki timsah gibi yılan gibi kaplan gibi doğada korkulan

hayvanlar hiç görmemelerine rağmen bebeklerde de bir korku

unsuru olmaktadır.

Peki bizi acıdan korumaya, hayatta kalmaya programlı zihin ne

oluyorda bazen acının kaynağı oluyor. Zihin neden kişiyi esir

ediyor ve kişi kontrol edemediği düşüncelere teslim oluyor.

Fobiler denetlenemez, panik oluşturabilir. Kişi yaşamını bu

korku çevresinde düzenlemeye başlayabilir ve kişinin işlevselliği

zamanla bozulabilir.

Genellikle fobisi olanlar bunun için tedavi almaya girişmezler ,

ancak başka eşlik eden sorunlar varsa onlar yüzünden tedavi

almaya girişebilirler.

Kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha fazladır. En sık

görülen hayvan fobisi ve yükseklik fobisidir.

Agorofobi Sosyal fobi ve özgül fobiler olarak sınıflandırılabilir.

Kişi fobisi olduğu nesne ile karşılaştığında neler olmaktadır bir

bakalım: Çarpıntı, terleme, yüz kızarması, yanma hissi,

titreme,soğuk terleme, bılanık görme, nefes darlığı, ağız

kuruluğu, yutkunma güçlüğü, mide ağrısı, bilinç kaybı, sinir krizi

ve bayılma veya şok belirtileri görülmektedir.

Bu belirtilerden hangisinin görüleceği ve görülme şiddeti kişiden

kişiye değişmektedir.

Burada ihtimal dahilindeki bir tehlike ve zarar görme durumuna

karşı aşırı bir hassasiyet oluşmuştur. Kişileri kaçınmaya ve

önlem almaya zorluyor. Zamanla önlem almalar gittikçe artar ve

kişinin hayatı kısıtlanmaya başlayabilir. Eğer sık karşılaşmak

durumunda olduğu bir nesne ise ve yaşam alanı çevresinde

sıklıkla bulunuyorsa hayatını oldukça zora sokabilir bu korkulan

nesne. Fobinin genetik bir tarafı da var ve bazı kişiler fobi

geliştirmeye daha yatkındırlar.

Her şeye karşı korku ve endişe beslemeye yatkın olan çocuklar

bu durumu ebeveynlerden almış da olabilirler. Çekingen kişiler

atılgan kişilere göre fobi geliştirmeye daha yatkındırlar.

Terapide genellikle üstüne gitme ( hızlı yavaş) ve korkuyu

çağırma ( ters niyetlendirme) davranışsal olarak

uygulanmaktadır.

Tehlikeyi abartarak aşırı tepki gösteren, tedbir alan anne

babalar çocuklara bir model sunmuş oluyorlar. Bu model de

kişilerin fobi geliştirmesine bir yatkınlık oluşturuyor. Toplumda

görülme sıklığı %6 dır ve bir rahatsızlık değil bir huy olarak

algılanır.

Bazı zamanlarda çocukluk korkularının yetişkinlik hayatında

yeni bir kılıf bularak ortaya çıkması durumu olabilir. Korku

simgesel olarak kendisine yeni bir nesne bulmuştur. Yüzen

gezen kaygının bazen kendisine bir kılıf bulması bir yere

bağlanması durumu da olabilir fobiler. Kişi bu korkusunun

saçma olduğunun farkındadır ancak denetleyemez ve

engelleyemez. Fobiler panik atakları tetikleyebilir. Dengesiz

düzensiz ailede yetişenler, aşırı koruyucu aile modeli, çok

tedirgin ve çocuğun üstüne titreyen aile modelinde ebevenyler

farkında olmadan çocuklara korku yüklerler ve çocukların

aslında zayıf oldukları inancını benliklerine yerleştirirler.

Fobik nesne ile karşılaşan kişiler korku karşısında etkiliş

olamazlar ve etkinlikleri kaybolur çaresizliği yaşarlar.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu