Yazın unuttuğumuz, kış mevsiminin gelmeye başladığını bize hatırlatan İnfluenza. Çocuklarda ani başlayan ateş, baş ağrısı, kırgınlık ve yaygın kas ağrıları-semptomları ile soğuk algınlığı hastalıklarından ayırt edilebilir. Yakalanan insanların günlük işlerini yapamayacak kadar halsiz hissettiği “kendini paçavra gibi hissetmesinden” kaynaklı olarak, halk arasında “paçavra hastalığı” olarak da adlandırmasına sebep olmuştur. Hastalığın yaptığı belirgin halsizlik ve kas ağrıları yüzünden istirahat ihtiyacı hisseden hastalar, kendini yataktan kaldırmakta güçlük çekebilir. 13.yüzyıldaki veba salgınlarını saymazsak, influenza insanoğlunun en çok kitlesel kaybına sebep olan kadim düşmanlarından biridir.
Bu salgın yapma yeteneğini her yıl kendini mutasyona uğratarak ve damlacık- yüzeyler- eller– kapalı ortam gibi yayılma imkanlarını kullanarak sağlamaktadır. Dolayısıyla yüzlerce yıldır sağlık çalışanları ile influenza virusu arasında bitmez bir savaş devam etmektedir.
İnfluenza ailesinde yüzey antijenlerine göre 3 tip virus bulunur; A,B,C tipi. Geniş salgınlara A ve B tipi neden olurken C tipi çocuklarda sporadik olarak influenza benzeri hafif hastalığa neden olur. Aşılarda hem A hem B tipi antijenler bulunur. Mevsimsel influenza ile pandemik influenza olarak da ayrım yapılabilir.
Mevsimsel İnfluenza her yıl Kasım ile Mart ayları arasında görülebilirken, zirve noktaları Aralık ve Şubat ayında yaşanır. Eğer birden fazla suş salgın yapıyorsa, sezon 4-5 ay kadar uzun sürebilir. Genellikle Aralık- Ocak ayı A tipi, şubat ayından itibaren B tipi zirve sezonu yaşanır. Her yıl olan mevsimsel influenza’ya toplumun bir kısmı bağışık olabilir.
Pandemik influenza ise A tipi ile gerçekleşir. Bunun olabilmesi için yüzey antijenlerinden Hemaglutinin ve Nöraminidaz proteinlerinde her yıl olan mutasyondan farklı, büyük bir mutasyon geçirmesi gerekir. Bu 20.yüzyılda 3 kez gerçekleşmiştir, devletlerin birinci dünya savaşını durdurmasına sebep olduğu söylenir (1918-1958 ve 1968 pandemileri) . Böyle bir virus insanların büyük bir çoğunluğunu bağışıklıksız yakalar ve ağır bir kliniğe sebep olur. Son olarak 2009 yılındaki pandemi H1N1 alt tipiyle gerçekleşmiş ve yüksek çocuk hasta tutulumuyla kendini göstermiştir, tahminlere göre tüm dünyada da 150 bin-450 bin arasında insan kaybıyla sonuçlanmıştır. Kurbanlar arasında yaşlılar, sağlıklı bebekler, hamileler, morbid obezler, nöroloji hastaları, bağışıklık yetersizlikliler ve bir organ yetersizliği olan bireyler bulunmuştur.
Hastalığın nasıl geçirileceği birey dışında, o yıl ki virusun tipiylede alakalıdır. Mesela H3N2 salgınları sıklıkla yüksek ateşli ve ağır klinik bulgularla giden bir sezon karşımıza çıkarır.
Okul dönemi çocukları ve onlarla temaslı aileleri hedef tahtasındadır. Bulaş semptomdan bir gün önce başlar ve ilk 3 gün yüksektir. Kuluçka evresi 1 – 4 gündür. Damlacık, kirlenmiş yüzeylere ellerle temas ve kapalı kalabalık ortamlarda geçirilen vaktin uzaması virusun yayılımını kolaylaştırır.
Hastalık 2 yaştan küçük çocuklarda hastaneye yatışı gerektirecek ağır klinik semptomlara neden olabilir. Semptomlar 7- 8 gün sürer bu 7-8 günde tüm yaş gruplarında antibiyotik reçetelenme oranı artmaktadır.
İnfluenzayı poliklinik ortamında teşhis etmek için üst solunum yolu sürüntüsünden yapılabilen hızlı antijen testleri mevcuttur. İnfluenza tedavisinde antiviral ilaçlar ve semptomatik tedavi denilen ateş- halsizlik- burun akıntısı ve öksürüğe yönelik tedaviler kullanılır. Ağır hastalıkta hastaneye yatırılıp sonuç beklenmeden antiviral tedaviye başlanabilir. Antiviral tedavi ilk 48 saatte başlandığında daha etkilidir. Genellikle günde iki doz 5 günlük tedavi şeması uygulanır. Antiviral tedavi alıp, ateş düştükten 24 saat sonrasında bulaştırıcı olmadığı kabul edilen çocukların belirtileri hafiflemiş ise okula devam etmelerinde toplum sağlığı açısından bir sorun yoktur. Ailede ağır hastalık geliştirebilecek bireylere, hastalık başlamadan günde bir doz 10 günlük antiviral ilaç koruma tedavisi (proflaksisi ) başlanabilir.
İnfluenzadan korunalım.
1-Mevsimsel grip virusune karşı her yıl sonbaharda aşı olalım
2-Sık ve düzenli el yıkayalım
3-Ellerimizle göz, burun ve ağzımıza dokunmayalım
4-Hasta bireylerle biraraya gelmeyelim
5-Kendimizi iyi hissetmediğimiz günlerde evde kalıp virusun yayılımına engel olalım
6-Ailede ağır hastalık riski olan bireyler söz konusu ise bu bireylere 10 gün antiviral tedavi ile hastalık başlamadan proflaksi sağlanabilir.
Korunmak için aşı yapılabilir; İnfluenza aşıları yıllardan beri milyon dozlarca kullanılmış olan aşılardır. 6 aydan büyük bebeklere uygulanabilmektedir. İnaktif bir aşıdır, içeriğinde A ve B tipi viruslerin partikülleri ve az miktarda yumurta proteini bulunabilmektedir. Halen yumurta alerjisi devam eden çocukların aşıları gerekli koşulların sağlandığı sağlık merkezlerinde gözetim altında yapılmalıdır. Aşının 10-14 günde çalışır duruma gelmesi beklenir. Özellikle aşılı olan okul çağındaki çocuklar arkadaşları hastalanırken hastalığı geçirmediği gibi evdeki kardeşlerini ve anne-babasını enfekte etmeyeceklerdir. Bağışıklık sistemi yetersizliği, kronik kalp ve akciğer hastalığı, nörolojik dezavantajlı çocuklarda hastalık ağır seyredebileceği için hem bu çocuklar hem de temas halinde bulunan aile bireyleri aşılanmalıdır.
Dr.Fatih Binboğa
Özel Acıbadem Bakırköy Hastanesi- Pediatri Kliniği
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.