Kolesterolü Düşürmek mi Önemli Yoksa Yükseltmemek mi?

Kolesterol, vücut dokularındaki hücre zarlarında yapıtaşı olarak bulunur.Kan plazmasında taşınır.lipit(yağ)ve alkol bileşimidir.Safra asitleri,steroid hormonları(kortizol,aldesteron,cinsel hormonlar) ve Vit D kolesterol den yapılır.Kolesterolün kandaki normal değeri 180-200mgr.dır.Bu değerlerin altına düşmesi sağlık için sakıncalıdır.Kolesterol kanda Lipoproteinlerle taşınır.Bunlar HDL(yüksek dansiteli lipoprotein),LDL(düşük dansiteli lipoprotein)ve VLDL(çok düşük dansiteli lipoprotein) olmak üzere 3 gruptur.HDLnin kanda yüksek olması istendiğinden iyi kolesterololarak tanımlanır.LDL ve VLDL nin yüksekliği ise istenmeyen bir durum olduğundan bunlara kötü kolesterol denir.

HDL kolesterol,yağları kan damarlarından karaciğere taşır.Onedenle fazla olmalıdır.LDL/HDL oranı 3/1 veya daha düşük olursa kalp damarlarının tıkanma riski düşük olur.Yumurtanın kolesterol miktarı(bir yumurta sarısında 250-300mgr.kadar)yüksek olduğundan yumurta tüketiminin sınırlanması gerektiğini düşünenler vardır.Ancak yumurta aynı zamanda lesitin adı verilen fosfolipiti de(proteinlerle beraber hücre zarının yapısına katılan yağ gruplarıdır)yapısında bulundurur.Lesitin yağın su içine geçmesinde önemli bir etkendir.Bu özelliğinden dolayı lesitin ,yağların dokularda kullanılmasında yardımcıdır.Böylece yumurta ,ailesel kanda yağ yüksekliği olan kişiler dışında günde 1 adet yenebilir.

Kandaki kolesterolün çoğunu vücut kendi üretir.Bir kısmıda besinlerle alınır.Besinlerle alınan kolesterolde kısıtlama olduğunda vücuttaki üretimin artabileceği bu nedenle doktor kontrolünde gerekli görülmediği hallerde kolesterol kısıtlamasına gidilmesinin gerekli olmadığı bildirilmektedir.(1)

Doktor gerekli görürse nasıl besinsel önlem almalıyız:

Safranın yapısının kolesterol olduğunu söylemiştik:Safra besinler duodenuma(12 parmak bağırsağına)geldiğinde işini yapmak üzere safra kesesinden safra kanalı yoluyla salgılanır.İşini bitirdikten sonra tekrar bağırsak mukozasından geçerek karaciğer hücreleri tarafından geri alınır.Bu dolaşıma enterohepatik(bağırsak karaciğer)safra dolaşımı denir.Günde 700 ml.kadar safra salgılanır.Yağların ve yağda eriyen vitaminlerin sindiriminde yardımcıdır.

Eğer karaciğerden (safra kesesinden)safra kanalı yoluyla duodenuma(12 parmak bağırsağına)salgılanan safranın işini gördükten sonra bağırsak mukozasından geri emilimini engellersek yani safrayı bağırsakta tutup atılmasını sağlarsak,vücut tekrar safra yapmak zorunda kalır.Safranın yapısı kolesterol olduğuna göre ,safra yapımı için vücut kan kolesterolünü kullanır.Böylece kan kolesterol miktarı düşer.Safra bağırsakta ne ile tutulur ve geri emilimi engellenir:Besinlerle aldığımız posa bağırsakta safra tuzları ile bağlanarak onların geri emilimlerini engeller ve atılmasını sağlar.

Besinlerde bir suda erimeyen posa vardır.Bunların bir çok ismi vardır ki bunlar sindirim enzimleri ile sindirilemezler.Biz bunlara basitçe selüloz diyebiliriz.Bunlar bağırsaktaki dost bakteriler tarafından fermentasyon ile bir miktar sindirilebilirler.Bir diğer posa ise suda eriyebilen posadır.Bu çeşit posaya pektin denir.Bu maddeler bitkilerde bulunur.Ekşi maya ile yapılmış tam buğday ekmeği,hem hem suda erimeyen posa(selüloz)ve hemde suda eriyen posayı içerir.Sebzeler de her iki çeşit posayı içermektedirler.Meyveler hem selüloz hemde pektin kaynaklarıdır.Fakat çok şekerli olduklarından tüketimleri sınırlı olmalıdır.

Bol çiğ sebze ve sebze suyu,ekşi mayalı tam buğday unu ekmeği,kurubaklagil,yeterince meyve tüketmek bol posa sağladığı için kolesterolü düşürücü etki yapar. Yoğurt yapımında ve ekşi mayalı tam buğday unu ekmeği yapımında kullanılan laktabacillus bakterisi probiyotik(bağırsak florası bakterilerine katkı yapan ve sayılarını arttıran) etkilidir.

Probiyotik mikroorganizmaların en önemli grubu laktik asit bakterileridir.Bu güne kadar bu konu üzerinde bir çok çalışma yapılmış ve özellikle belirli laktobacillus türlerini içeren probiyotik ürünlerin kandaki yüksek kolesterol seviyelerini azalttığı gösterilmiştir.

Probiyotiklerin kolesterol düzeylerini düşürmede olası mekanizmalar:

1-Kolesterolün bakteri hücresi tarafından asimilasyonu(özelliğinin kaybolması)

2-Bakteriyel asit hidrolazlar ile safra asitlerinin dekonjugasyonu(serbestleşmesi)

3-Kolesterolün bakteri duvarına bağlanması

4-Hepatik(Karaciğerde) kolesterol sentezinin inhibisyonu(engellenmesi)veya kolesterolün kan plazmasından karaciğere doğru yön değiştirmesidir.

Probiyotik bakterilerin serum kolesterolünü düşürücü etkilerini açıklamaya yönelik en çok kabul gören görüş,bağırsaklarda bulunan probiyotik özellikteki bakterilerin safra tuzlarını serbest hale getirerek serum kolesterol seviyelerini düşürebildiğidir.

Serbest hale gelmiş safra asitlerinin çözünürlülüğü daha azdır.Bunlar serbest olmayan safra tuzlarına karşın bağırsak duvarından daha az emilirler,Bu sebeple ince bağırsakda  safra tuzlarının serbestleşmesi bağırsak kanalından daha fazla safra asidinin atılmasına yol açar.Safra asitlerinin daha fazla atılmasıyla enterohepatik(bağırsakkaraciğer)sirkülasyon ile karaciğere dönen safra asidi miktarı azalır.meydana gelen bu eksiği tamamlamak için karaciğer vücuttaki mevcut kolesterolü kullanarak daha çok safra asidi sentezler.Böylece daha çok safra asidinin üretilmesi için safra asidinin öncül maddesi olan kolesterolün kullanımı artar ve dolayısı ile serum kolesterol seviyesinde bir azalma meydana gelir.

Laktobacillus(süt ürünlerinin mayalanmasında ve ekşi maya yapımında kullanılan bakteri türü)bakterilerinin safra tuzlarını serbestleştirmesi sayesinde serbestleşen safra tuzları bakterilere ve diyetteki liflere daha iyi tutunduğu böylece salgılanan safra tuzu miktarının artabileceği belirtilmektedir.Farklı çalışmalarda bazı bakterilerin zarın yapısına katılarak yada kolesterol yüzeyine tutunarak kolesterolün bağırsaklardan kana emilimini azaltabileceğini göstermiştir.

Tok ve aslım(2010)çalışmalarında ev yapımı yoğurttan ayrıştırdıkları bakteriyi kullanarak kolesterolün düştüğünü göstermişlerdir.Başka bir çalışma ise süt ürünlerinin fermantasyonu(mayalanması)sırasında oluşan orotik asit ve metabolitlerinin kolesterol değerini düşürdüğünü göstermiştir.Fermente süt ürünlerinde  önemli miktarda orotik asit düzeyleri tespit eden araştırmacılar çalışmalarının birinde,orotik asit ile beslenen farelerin karaciğerinde yağ asitlerinin sentezinin azaldığı triaçilgliserol(trigliserid) ,fosfolipid ve kolesteryl ester miktarında azalma görüldüğünü tespit etmişlerdir(2).

Kefir yüksek oranda orotik asit içerir.Bu organik asit kolesterolün biyosentezini engellemede karaciğeri korumada nükleik asitlerin (DNA VE RNA)sentezinde ve proteinlerden yararlanmada büyük öneme sahiptir.(3)

Laktobacillus türüne ait mikroorganizmaların kolesterol seviyesinin düşürülmesi için yoğurt ile birlikte günlük tüketim miktarını belirlenmesi amacıyla yapılan bir çalışmanın sonucunda serum kolesterol seviyesinin %33ila %22 arasında düşüş gösterdiği belirlenmiştir.(2)

Omega 3 kan kolesterolünü düşürmezken trigliserid(kan yağları) düzeyini düşürmede etkilidir.

Bütün bu bilgiler ışığında kolesterolü yükseltmemek için bol sebze zeytin yağı,sebze suları (havuç domates v.b)bol yoğurt ,kefir(500gr/gün)ekşi mayalı tam buğday ekmeği yeterince meyve ,kurubaklagil,bol balık , yemek gerekiyor.Her gün 1 yumurta,yeterince kırmızı et(haftada2 kez)

Şekerden uzak durunuz.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu