Konuşma bozukluklarında alıcı dil becerileri ve ifade edici dil becerileri diye temel iki alan görüyoruz. İnsanın en temel ihtiyaçlarından birisi anlatma ve diğer insanlarla iletişim kurma bağ kurma ihtiyacıdır. Bu aksadığında ortaya bir çok psikolojik sorun çıkmaktadır.
Yaşamdaki karmaşık bir çok konuyu dile ile ifade ediyoruz. İhtiyaç, istek ve duyguları dil yolu ile aktarıyoruz. Burada bir motor aktivite ve bilişsel süreç bulunmaktadır.
Konuşma bozukluklarına eşlik eden sorunlara baktığımızda kaygı, korku, fobi, sosyal fobi, geri çekilme ve depresyon gibi durumların sık olduğunu görmekteyiz. Öfke, bnenlik algısı düşüklüğü, sosyal becerilerde gerileme ve toplumsal uyum problemleri sık görülmektedir.
Konuşma bozukluklarında toplumda sık rastlanan ise Kekemeliktir. Dünyada kırk beş milyon insan kekemelik yaşamaktadır.
Kişilerin tekrar kekeleme endişesi ile konuşma sesi, hece kelime yada cümlelerinde irkilme, duraklama, uzatma, patlatma ve yinelemeler bulunur.
Kekemelikte ses ve hece yinelemeleri olur. Sesleri uzatma, ünlemeler, sözcüklerin parçalanması, Duyulabilen yada sessiz bloklar, sözcükleri aşırı gerginlikle söyleme veya tek heceli sözcük yinelemeleri sıklıkla görülmektedir.
Kekeme birisi ne söylemek istediğini bilmesine rağmen sesin istem dışı tekrarlanması, kesilmesi yada ritminin bozulması görülür. Genellikle iki ile beş yaşlarında nadirende ergenlik döneminde ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık yüsde sekeni yetişkinlikte düzeliyor. Bazen travmatik olayların ardından anidende ortaya çıkabiliyor. Ailesinde kekemelik olanlarda daha yüksek oranda bulunmaktadır. Erkeklerde görülme oranı kadınlara göre daha yüksektir. Kadınların ifade etme gücü erkeklerden daha fazladır.
Kekemelik sorunu yaşayan kişilerde konuşmalara bir takım bedensel hareketlerde eşlik eder. Bunların başlıcaları; bakışları kaçırmak, gözleri kısmak, yummak yada kırpıştırmak, dudakları büzmek, dili itmek, endişeli korkulu bakış, kas gerginliği başı öne eğme geriye atma, gövdeyi döndürme eğilme doğal olmayan el parmak hareketleri kol bacak hareketlidir. Kişinin dikkati konuşma üzerine odaklanırsa kekemelik miktarı artmaktadır. İlkel kabilelerde kekemeliğe rastlanmamıştır.
Kekemelik yaşayanlarda bazı duygularda fazlaca yaşanmaktadır. Hayal kırıklığı, utanç, sözcük korkusu, agresyon, kararsızlık, bunaltı, öfke ve düşük benlik algısı.
Bazı durumlarda cerebral sol yarım kürede konuşma merkezinin zedelenmesi de kekemeliğe sebep olabilir. Veya felçlerden sonra, kontrol edilemeyen kanamalardan sonra bazı kafa travmalarından sonra veya beyin hasarlarından sonra ortaya çıkması da muhtemeldir. Bu duruma edinilmiş kekemelik denmektedir.
İletişim kurmak için baskı olmadığında baskı hissedilmediğinde kekemelik azalıyor. Sayı sayarken, şarkı söylerken, hayvanlarla konuşurken kekemelik olmuyor. Genellikle taklit yaparkende akıcı konuşurlar.
Çocuğuna düzen, temizlik, terbiye, disiplin konularında beklentisi yüksek ve katı yaklaşım içindeki ailelerin çocuklarında daha sık görülmektedir. Sık sık şiddet uygulama ve korkutma davranışlarıda çocuklarda bu yöndeki rsik oranını arttırmaktadır. Bazen çocuğun bozuk ve karışık konuşmasına aldırılmazsa bu durum geçici olabilir. Ama aileler düzgün konuşma konusunda zorlayıcı ve baskıcı olarak bnu durumu düzeltme çabasına girdiklerinde çocuğun dikkatini konuşma üzerine odaklamaktadırlar ve kekmelik artmakta ve yerleşmektedir. Kaygı bve baskı gelişerek bu durumun sürdürülmesine neden olabilir.
Zamanla kişiler konuşması gereken durumlardan kaçınmaya başlarlar. Sadece kendilerini kabullenenlerle arkadaşlık ederler, tanıdık ortamlar dışında bulunmamaya özen gösterirler, otorite figürlerinde nkaçmaya çalışırlar, telefonla konuşmaktan kaçınırlar ve sosyal izolasyon yaşarlar.
Çocukların dil gelişimi dönemlerinde baskı yapmamak acele etmemek çok önemlidir. Aileler bu durumda sabırsız davranır veya diğer çocuklarla karşılaştırırlar ve bir an önce konuşmasını ister hatta zorlarlar. Erken konuşan ve akıcı konuşan çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslarlar ve bazı durumlarda yarışa girerler.
Kekemelikte otonom sinir sisteminde beklenti anksiyetesi nedeni ile hem sempatik sinir sistemi hem parasempatik sinir sistemi aynı anda aktive oluyor. Psikanalitik yaklaşıma göre kekemelik bilinçdışı haz veren bir uğraş olarak görülür. Çözülmemeiş bebeklikteki oral erotik gereksinimleri doyurma eylemi olarak görülmektedir.
Kekemelik yaşayanlar öfkelendikleri zaman daha hızlı ve akıcı konuşurlar.
Tedavi aşamasında çok yönlü teknikler uygulanmaktadır. Psikoterapötik yaklaşımlar, telkin, dikkat kaydırma, davranış tedavileri ilaç tedavileri trankilizan ilaçlar, İoma Tedavisi- kekemeliğin yerini değiştirme. Kızlarda iyileşme oranı daha fazladır.
Kekemelik yaşayanlarda duygusal problemler, sağlık sorunları, işitme kaybı ve zeka geriliği gibi durumlar sorgulanmalıdır.
Damak dudak yarığı olması, bazı beyin özürlerinde afazi dizatri ataksia gibi durumlarda ve bazı disleksi durumlarında da konuşma problemleri görülmektedir.
Artikülasyon bozukluklarında; organik olan yada olmayan nedenler vardır. Seslerin çıkarılması, zamanı, yön, hızı, yada basıncında hatalar bulunur. Ameliyat edilmiş yarım damak veya dudak sorunlarında, nefes kontrol sorunları olması durumlarında ve bazı sinir harabiyetlerinde ortaya çıkmaktadır.
Sesin düşürülmesi yada atlanması, ses eklenmesi, sesin değiştirilmesi, sesin bozulması distoşın durumları görülür.
Gecikmiş konuşma da; Yeterli uyarımın olmayışı, duygusal problemler, işitme problemleri, ihmal edilme kelime dağarcığında yetersizlik görülür. İsteklerini anlatmakta zorlanır, iletişim kurmaya isteksizx olur, Bu durumun bazı fizyolojik temelleri de bulunabilir.
SELEKTİF MUTİZM: Bu kişiler kendi evinde konuşur ama dışarıda okulda konuşmazlar. Anksiyete kaynaklı travmaları bulunabilir. Sosyal fobinin bir belirtisi olarak da bazen görülmektedir. Bir seçici konuşma bozukluğudur. Kaygının giderilmesi veya varsa travmatik durumun tedavi edilmesi ve oluşan fobinin tedavisi ile birlikte benlik algısının yükseltilmesi tedavi aşamasında önemlidir.
Konuşma bozuklukları sınıfında dil sürçmeleri de bir yer tutmaktadır. Toplumda sık rastlanmaktadır ve çoüu zaman gülümseme yaratan dil sürçmeleri nası lgörülmektedir.
Beynimiz dil aracılığı ile ifade edilen düşüncelerimizi iki ayrı mesaj olarak ortaya koyar. İlk mesaj ileriye dönük açık, ikincisi ters kapalı ve bilinçdışı süreçlerden beslenir. Freud bunu rüyalardaki simgesel anlatıma benzetiyor. Bu sürçmelerde simgesel hale gelen anlamlar taşımaktadır. Burada anlam hatası, ses hatası veya anlam ve ses hatası olarak ortaya çıkmaktadır. Kişinin aslında zihninde inandığı ama sakladığı bir durumdur. Arzuladığı ama kendisinin bile farkında olmadığı bir dönüştürme mekanızması işlemektedir.
Kişi toplantıdan bir şey beklememektedir ve toplantıyı açıyorum derken kapatıyorum diye dili sürçer. İnsanlara inanmadığı bir şeyi anlatmaya çalıştığını söylerken biz insanlara anlatıyoruz yerine insanları kandırıyoruz diye dili sürçer. Haksız kazanç elde ettiğine inanan birisi biz kazanıyoruz yerine çalıyoruz diye dili sürçebilir.
Selen kusurları kısmına baktığımızda ise ses kısıklıkları, hımhımlı konuşma durumları, konuşmada güçsüzlük, ses titrekliği görülmekle birlikte ince ve keskin sesler çıkarma görülmektedir konuşma sırasında.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.