Lipödem Nedir?

Lipödem, sıklıkla obezite ile yanlış yorumlanan yaygın ancak yanlış teşhis edilen bir durumdur. Lipödem neredeyse sadece kadınları etkiler ve ağrılı ve yaşamı değiştiren semptomlarının uzun süredir diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı müdahalelerine dirençli olduğu düşünülmektedir.

Lipödem, deri altı yağ dokusunun nodüler bir yönü ile kendini gösterir. Ağrılı yönleri bile vardır ve genellikle obezite ile ilişkilidir, ancak normal kilolu genç kadınlarda da lipödem vakaları vardır. Lipödemde genetik bir yatkınlık olduğu varsayılır. Hastaların yarısından fazla etkilenen birinci derece akraba vardır.

Genellikle ilk olarak hormonal değişim dönemlerinde kendini gösterdiğinden, östrojen aracılı olduğu düşünülmektedir. Görülme sıklığı çoğunlukla kadınlarda olsa da lipodem obez erkeklerde veya karaciğer patolojilerinde de görülür ve dengesiz bir testosteron/östrojen oranı vardır.

Ödem, aşırı sıvı yüklenmesi veya bozulmuş sıvı taşınması yoluyla lenfatik sistem işlev bozukluğuna bağlı sıvı dengesizliğinden kaynaklanır.

Lipödem, özellikle daha ileri aşamalarda, dokuyu aşırı derecede değiştirmiştir. Sık görülen nodüler oluşumlar, deri ve yağ dokusunda güçlü bir değişikliğin işaretidir. Morarma kolaylığı, ağrı sıklıkla not edilir, daha sık olarak bir gerilim hissi, hemen hemen tüm vakalarda rapor edilir.

Bağışıklık sistemi de durumdan etkilenir. Bu bağlamda inflamasyon temel bir rol oynar. İnflamasyon aynı zamanda stresli uyaranlara bir yanıt olarak da görülebilir.

Lipödemde artan kılcal geçirgenlik, kılcal sızıntıya ve dolayısıyla doku ödemine yol açar. Eklemlerin yakınındaki büyük yağ birikintilerinden kaynaklanan mekanik tahriş cildi yumuşatabilir; uyluklarda ve diz eklemlerinin çevresinde bu tür birikintiler de normal yürüyüşe engel olabilir ve sekonder artrite neden olabilir. Diğer ikincil etkiler, görünümden kaynaklanan duygusal rahatsızlık ve azalan benlik saygısını içerir.

Klinik Muayene Ve Tedavi

Hastalığın üç evresi, cilt yüzeyinin yapısında (evre I, pürüzsüz; evre II, düzensiz veya oluklu; evre 3, belirgin şekilde kalınlaşmış ve sertleşmiş) ilerleyici değişikliklerle karakterize edilir:

  • Evre I: küçük nodüller, geri dönüşümlü ödem

  • Evre II: ceviz büyüklüğünde nodüller, geri döndürülebilir veya geri döndürülemez ödem

  • Evre III: şekil değiştiren yağ birikintileri, makronodüler değişiklikler, eşlik eden lenfödem

Lipödemin özelliği olan doku hassasiyeti, genellikle etkilenen bölgelerde çok rahatsız edici hissedilen ancak başka yerde ağrıya neden olmayan çimdik testi ile kontrol edilebilir.

Geleneksel tedavi yönetimin klasik bileşenleri şunlardır:

  • Gerekirse düzenli olarak manuel lenf drenajı

  • Düz örgülü basınçlı giysilerle uygun kompresyon tedavisi

  • Fizyoterapi ve egzersiz terapisi

  • Psikososyal terapi

  • Diyet danışmanlığı ve kilo yönetimi

  • Öz-yönetim konusunda hasta eğitimi.

Diyet Tedavisi

Lipodemde beslenme önerilerinde öne çıkan maddeler;

  • Hipokalorik, kişiye özel hazırlanmış beslenme modeli ile ağırlık kaybı,

  • Anti-oksidatif ve anti-inflamatuar bileşenler

  • Ketojenik diyet

  • Ödemin uzaklaştırılması yer alır.

  • Soya ve östrojen içerebilecek gıdalardan uzak durmak mantıklıdır.

Lipödemli birçok hasta aynı zamanda yeme bozukluklarından muzdarip olduğu bilinmektedir. Bu sebeple diyetisyen eşliğinde diyet planlamasının yapılması büyük önem taşımaktadır.

Lipödem adipozitesi kilo verme diyetlerine dirençlidir, ancak ketozise yanıt verebilir. Ketojenik diyetler, lipödemde ağrıyı kilo kaybından bağımsız olarak modüle eder. Ketogenez, lenf damarı bütünlüğünü ve lenf taşınmasını olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda keton cisimleri inflamasyonu modüle etmede ve oksidatif stresi azaltmada anahtar rol oynar.

Lipödemde yüksek karbonhidratlı diyetler su tutulmasına ve bunun da aşırı lenfatik yüke katkıda bulunduğu belirtilmiştir.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu