Prostat Kanseri – Prostat Kanseri (Tümörü) | urolojihakkinda.com


Prostat, armut ya da kestane şeklinde idrar kesesi (mesane) nin alt kısmında idrar yolunun ilk kısmını çevreleyen bir organdır. Prostat erkeklerde doğuştan varolan bir orğandır.

Prostat kanseri ileri aşamalarda belirti verir, Başlangıçta prostat büyümesine bağlı belirtiler görülür. genellikle prostat büyümesinin görüldüğü 50 yaş üstünde ortaya çıktığı için hastalar prostat büyümesinden kaynaklanan belirtiler ile bize başvururlar.

Bu belirtilerin başlıcaları:


Prostat büyümesi şikayetleri ile gelen hastaya neler yapılıyor?

Hastaların prostat büyüme şikayetlerini değerlendirirken kanser ihtimalini kaçırmamak için kan tahlilinde PSA bakılması ve hastanın anus=makattan parmakla muayene edilmesi gerekmektedir. Fakat burada özellikle bu muayeneden çekinen ve bu nedenle muayeneye gelemeyen hastalarımızda tanı ve tedavide geç kalınabilmektedir. Bu nedenle,hastalarımıza mahremiyet açısından önem vererek kendi isteği ile muayenesini yapmadan diğer tıbbi tetkikler ile teşhiş koyulabilmektedir.

PSA tahlili, her laboratuarda yapılabilen ve hastanın aç olmasını gerektirmeyen bir tetkiktir.

PSA, Parmakla Muayene ve Prostat Kanseri Teşhisi

Prostat kanserinin teşhşisinde hastanın PSA düzeyinin kanda yüksek olması yada muayenesinde şüpheli bir bulgu olması halinde biyopsi yapılmaktadır.

Prostat kanseri teşhisi nasıl konur? Füzyon Biopsi nedir?

Prostat kanseri erken evrede yakalandığında tedavi başarılı olur, öncelikli hedef kanseri prostat içinde yani prostat dışına taşmamış evrede yakalayabilmektir.

Günümüzde hastalığı erken yakalayabilmenin 2 yolu var:

  1. Total PSA dediğimiz kan testi ile günümüzde prostat kanseri çok erken aşamalarda tespit edilebilmektedir. Total PSA tahlilinde prostat kanseri şüphesi bulgusu görülmektedir. Ve daha ileri tetkiklere başvurulmaktadır.

  2. Prostat muayenesi rektal tuşe ile yapılmaktadır. Ve erken aşamada prostat kanseri teşhisi koyulabilmektedir. Total PSA tahlili ile birlikte prostat muayenesinin duyarlılığı %35 oranındadır.

TEŞHİSTE MUTLAKA PROSTAT DOKU BİOPSİSİNE GEREK DUYULMAKTADIR.

  • Prostat biopsisi rektal USG eşliğinde prostat gözlenerek biopsi iğneleri ile toplamda 8-25 arası doku örneği alınarak yapılmaktadır. Biopsi sanıldığının aksine acılı veya ağrılı bir işlem değildir. Lokal anestezi eşliğinde veya hasta tercihine göre genel anestezi altında 15 dakika gibi kısa bir süre içerisinde yapılabilmektedir.

Son dönemde neler yapılıyor? Neler değişti?

  • Son yıllarda teknolojik gelişmelere paralel olarak yeni MR teknikleri gelştirildi ve ‘MULTİPARAMETRİK PROSTAT MR‘ kullanıma girdi. Artık prostat içinde ki kanserli doku %85 duyarlılık ile görülebilmektedir. MULTİPARAMETRİK PROSTAT MR sayesinde gereksiz prostat biopsileri önlenebilmetedir.

PSA yı Kanser dışında yükselten nedenler?

  • İdrar yolu enfeksiyonları, idrar kesesine penisten girilerek yapılan girişimler (endoskopi, taş kırma, sonda takılması gibi), prostat biopsisi ve bazen büyük hacimli Prostat varlığı da PSA yı yükseltir.

  • Bazı ilaçların kullanımı PSA yı kanda gerçek değerinin altına düşürür (prostat büyümesi için kullanılan ilaçlar ve saç dökülmesinde kullanılan bazı ilaçlar belli süre kullanılınca PSA yı kanda düşürür).

Biopsi Sonucunda Kanser gelince bilinmesi gerekenler

Prostat biopsi patoloji rapor sonuçlarında prostat kanseri”Adenokanser”diye ifade edilir.

Aşağıdaki biopsi sonuç örneğinde de görüldüğü gibi alınan örneklerin kaçında kanser olduğu, kanserli parçanın mm cinsinden boyutu ve yüzdesi kanserin biyolojik davranışı yani saldırganlığı hakkında fikir verir.

Bunlardan en önemlisi iki rakamın toplamıyla ifade edilen”Gleason Skor” adı verilen ve hastalara ne tip tedavi planlanacağına dair yol gösteren parametredir. İki rakamın toplamı 10 a ne kadar yakın ise kanser o denli saldırgan demektir, genellikle 7 ve üzeri çok daha tehlikelidir.

Örneğin;3+3=6, 4+3=7, 4+5=9 gibi ifadelerle karşılaşılır; ilk yazılan rakam da ayrı bir önem arz eder, nitekim 4+3=7 çıkan bir kanser tipi 3+4=7 çıkmış bir kanserden daha saldırgan ve tehlikelidir.

Prostat Kanserinin Tedavisi

Tedavi, esas olarak kanseri hangi evresinde teşhis ettiğimiz ile çok yakın alakalıdır, prostat kanserini teşhis ettiğimiz anda hastalık şu 3 evreden birinde olabilir ve tedavi evresine göre planlanır.

  1. Prostat içine sınırlı, etraf dokulara yayılmamış, uzak organlara yayılmamış (Lokalize prostat kanseri):PSA denen kan tahlilinin kullanılması, hastaların daha bilinçli olmaları sayesinde prostat kanseri vakalarının çoğu erken evrede yakalanıyor. Bu hastaların ideal tedavisi“Radikal Prostatektomi”diye bilinen ameliyattır.

  2. Prostatın biraz dışına atlamış ama uzak organlara yayılım yok:Bu hasta grubunda eğer hasta yaşı 70’in altında ise, yani genç gruba giriyor ise ameliyat (Radikal Prostatektomi) ideal tedavidir, ancak bu ameliyat bu hasta grubunda genellikle tek başına yeterli olmaz ve ilaveten Radyoterapi ve bazen Hormon Tedaviside gerekebilir.

  3. Metastaz yapmış (uzak organlara yayılmış) grup: Prostat kanserleri uzak organ olarak özellikle kemiklere ve karın içi büyük damarların etrafındaki lenf dokularına yayılırlar. Metastaz yapmış grupta yapılacak tedavi esas olarak Hormon Tedavisidir. Hormon tedavisi ilaçlarla ya da her iki testisi ameliyatla çıkarmak (İki taraflı Orchiektomi) ile sağlanır. Her iki yöntem, yani ilaç ya da testis ameliyatı aynı sonucu verir.

Prostat kanseri cerrahi tedavisinde Robotik Cerrahi mi,laparoskopik cerrahi mi Klasik Cerrahi mi?

Hangi ameliyat türünü tercih edeceğiniz üroloji uzmanının deneyimine bağlıdır,cerrahi başarı olarak aralarında önemli bir fark yoktur. Ancak, laparoskopik ve robotik cerrahide hastaların iyileşme süreci daha kısadır. Özellikle laparoskopik ve robotik cerrahi arasında hiç bir fark yoktur.

Radikal Prostatektomi Ameliyatı öncesi ve sonrası

Bu ameliyat günümüzde erken yakalanmış prostat kanserinin dünyaca kabul edilmiş en iyi tedavisidir. Bu ameliyat özellikli bir ameliyat olup bu konuda tecrübeye sahip ekibin işidir.Radikal Prostatektomi Ameliyatı ile prostat,meni keseleri,bazen gerektiğinde damarların etrafındaki lenf dokuları çıkarılıp penis içindeki idrar yolu ile mesane tekrar birleştirilir.

Erken yakalanmış kanserde bu ameliyat ile elde etmek istenen:

  • Kanserden tamamen arınmak (Cerrahi sınırlarda tümör yok)

  • Ameliyat sonrası idrarını tutabilmek

  • Ereksiyonun (penis sertleşmesinin) devam edebilmesidir.

Aşağıdaki resimde bir terazi görülüyor, bu teraziden de anlaşılacağı gibi terazinin iki kefesindekileri dengeli elde edebilmek lazım; yani kanserden arınırken idrar tutabilmeyi ve ereksiyon devamını da aynı anda sağlayabilmek gerekiyor.

Ameliyat sonrası İdrar Kaçırma

Hastaların bu ameliyattan sonra en korktukları sıkıntı, idrar kaçırmadır.

Bu ameliyat esnasında ereksiyonu sağlayan sinirler korunabilmektedir ve bu sayede iktidarsızlık problemi daha az görülmektedir. Ameliyat sonrası geçici olarak idrar kaçırma problemi görülebilse de genel olarak kısa sürmekte ve 1 ay gibi kısa bir sürece kaybolmaktadır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu