Prostati̇t – Kronik Prostatit | urolojihakkinda.com

Kronik Prostatit Nedir?

Prostat, mesane ve penis arasında yer alan kestane büyüklüğünde (18-20gr) bir yardımcı üreme organıdır. Prostat rektumun hemen önünde, mesanenin altındadır ve ortasında idrarın vücuttan dışarı akmasına izin veren idrar kanalı geçer. Spermin bazı bileşenlerini üreten prostat, spermi besleyen ve koruyan sıvıyı salgılar. Kronik Prostatit prostatın şişmesine neden olan, müzmin (kronik), mikroplu veya mikropsuz iltihabi hastalığıdır. Prostat hastalıklarındaki şikayetlerin bir çoğu içinden geçen idrar yoluna yaptığı baskı ve etkilemesi ile bağlantılıdır. Prostat büyümesi ve prostat kanserinden sonra üçüncü sıklıkta görülen prostat hastalığıdır, %10 sıklığında görülür. Ürogenital sistem şikayeti ile üroloji kliniğine başvuran erkeklerin 1 / 3’ünde kronik prostatit teşhisi konur. Tedavisi zorluklar içeren, bir halk sağlığı problemidir. Bulaşıcı değildir, partnerine veya eşine bu iltihabı geçirmesi söz konusu değildir, ancak bazı prostatit tipleri tedavi edilmezse daha da ağırlaşan enfeksiyonlara veya diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. Prostatit hastalığı sadece hayat kalitesini bozan bir hastalıktır. İleride prostat kanseri, prostat büyümesi veya başka kötü bir hastalığa yol açmaz.

Prostatit Türleri-Tipleri

1- Akut Prostatit: Nadir görülmekle beraber, ağır bir klinik tablodur, akut(ani) gelişir, daha çok orta yaş üzeri görülür. Yüksek ateş, terleme, titreme, bulantı, kusma, halsizlik, idrarda zorlanma ve idrar yapamama şikayeti olabilir. Prostat apsesi gelişebilir, genellikle bakterieldir ve hastaneye yatma ihtiyacı olabilir. Akut bakteriel prostatit sık görülen bakteriler tarafından, genellikle enfekte idrarın prostata nufuzuyla ortaya çıkar, iyi tedavi edilmediği zaman kronikleşir(%10) ve sonuçda kronik prostatit oluşur. 

2-Kronik Bakteriyel Prostatit: Prostatın bakteriel bir ajanla(%80 E.Koli,Klebsiella,P.Aureginosa ve proteus)) oluşan,prostatın gerçek efeksiyonu ve buna bağlı prostatın şişmesidir. Genellikle idrar yolları veya  cinsel yolla bulaşan enfeksiyonun prostata ilerlemesi ile ortaya çıkan, daha çok gençlerde görülen prostatit formudur. Ayrıca iyi tedavi edilmeyen akut bakterial prostatit, prostat büyümesi gibi mesane çıkım darlığı yapan nedenlerle yüskek basınçlı işeme ve prstat kanallarına reflü, prostat taşı, çinko yetersizliği , genetik ve otoimmün faktörler ve lenfojen yolla yayılabilen rektal enfeksiyonlar da kroninik bakreiel prostatit nedenleri arasında sayılmaktadır.Gerçek kronik bakteriyel enfeksiyon, kronik prostatit vakalarının çok küçük bir yüzdesini oluşturur(%3-4). Zaman zaman nöbetler halinde şikayetler alevlenir, fakat neden olan bakteri tam olarak belirlenemeyebilir. Tedavide bakteri tam olarak eradike(temizlenemez) edilemez, zira bakteri etrafına bir film tabakası oluşturarak antibiyoti erişimini azaltırlar.

3- Prostadinia-Enflamatuarsız-Kronik pelvik Ağrı Sendromu: Bu terim hastalarda kronik prostatit şikayetleri olduğu halde, prostatat enfeksiyonu veya enflamasyonu olduğuna dair bir kanıt bulunamadığı durumları ifade eder. En yaygın kronik prostatit tipidir(%90). Bakteri kaynaklı değildir, genellikle kesin bir neden bulunamaz. hastaların  şikayetleri zaman içinde pek değişmez, zaman zaman alevlenme gösterir. Bu tip prostatit hakkında çok az şey bilinmekte ve bir çok bilinmezlik içermektedir. Bu tip prostatiti açıklamak için bazı teoriler öne sürülmüştür. Özellikle prostat bölgesindeki idrar kanalında bazı nedenlere bağlı basınç birikmesi veya yükselmesi, otoimmün veya kimyasal proseslerin yaptığı tahriş ve irritasyonlar, pelvis içindeki kas ve sinirlerde ortaya çıkan hassasiyet ve ağrı bu teoriler arasında sayılabilir.

4- İnflamatuar kronik pelvik ağrı sendromu da denilen bakteriel olmayan kronik(Semptomsuz enflamatuar)  prostatit: Hastalar tipik kronik prostatit semptomları mevcut, ancak idrar örneğinde ve prostat sıvısında enflamatutar bulgular, iltihabi hücreler(lökosit) olduğu halde bakteriel bir ajan sözkonusu değildir. Bakteriyel olmayan prostatit vakalarının çoğunun nedeni iyi anlaşılmamıştır. İdrar ve prostatta  sıklıkla iltihabi hücreler(Lökosit) mevcuttur. Bazı hastalarda rutin idrar örneğinde tespit edilemeyen kalıcı düşük dereceli enfeksiyon olabilir. Bununla birlikte, bakteriyel olmayan prostatit hastalarının çoğunda, karmaşık testler yapılsa bile enfeksiyon kanıtı bulunamaz. Bu tip prostatit genellikle çok fazla semptomlara neden olmaz ve genellikle tesadüfen bulunur.Tedavi gerektirmez.

Özet olarak, prostatitler 4 kategoride incelenirler. Kategori-1’e akut prostatit denilir. Kategori-2 kronik bakteriyel prostatit, kategori-3 kronik pelvik ağrı sendromu veya kronik abakteriyel prostatit, katogori-4 de ise asemptomatik prostatit denir. katogori 3 en sık görülen prostatit türüdür. Tüm prostatitli olguların %90’ını oluşturur. Bu yüzden kronik prostatitler denilince genelde katogori 3 yani kronik pelvik ağrı sendromu akla gelir. Semptomları çok çeşitlidir ve fazladır. Bazen hayat kalitesini ileri derecede bozabilir, ancak ciddi hastalıklara sebep olmaz. 

 

Risk Faktörleri

Genç veya orta yaşlı olmak, geçirilmiş üriner sistem enfeksiyonu veya prostatit geçirmiş olmak, doğuştan mesane boynu yüksekliği olmak, daimi veya geçici idrar kateteri kullanmak, pelvik travma (Uzun yol şoförlüğü, uzun süreli bisiklete binmek, uzun süreli oturarak iş yamak vs), birden fazla cinsel partner olması ve/veya HIV / AIDS’i Olmak, idrar yapmada zorluğu olmak(Ikınarak ve/veya kesik kesik idrar yapma) ve  Prostat biyopsisi geçirmiş olmak kronik prostatitler için risk faktörleri arasında sayılabilir. 

 

Kamplikasyonları

Enfeksiyonun kan yoluyla sistemik hale gelmesi(bakteriemi), testisde epididimde sperm  kanallarına yayılması(epididimit), prostat apsesi, sperm parametrelerinde bozulma ve kısırlık gelişebilir

Şikayet ve Belirtiler

Kronik Prostatit  şikayetleri yukarıda anlatıldığı gibi prostat bölgesi idrar kanalına yaptığı baskı ve tahrişe, idrarın yüksek basınca bağlı  meni kanallarına kaçması bağlı olduğu düşünlmektedir. Huzursuzluk, tedirginlik ve gerginlik; bu şikayetler nedeniyle hasta devamlı huzursuz ve gergindir, kendisinde kötü bir hastalık olduğu ve teşhis edilemediği düşüncesindedir. Çünkü bu hastalık sürekli olarak nüks olma eğilimindedir. Ancak bazı çalışmalarda bu tip gergin hastalarda kronik prostatit bir sebep değil sonuç olduğu da bildirilmektedir  bu yüzden hastaların bir kısmı psikiatri kliniklerine başvurur, depresyon teşhisi alırlar. Bu hastalar idrarı yüksek basınçlı idrarları yaparlar, bu yüksek basınç idrarı tutan kas tabakasının idrar yapma esnasında da kasılmasına ve idrarın bir kısmının prostat içerisine girmesine ve burada mikropsuz iltihabı başlatması neticesinde de olduğu söylenmektedir.

1-İdrar Şikayetleri: sık idrara çıkma, gece idrara çıkma ihtiyacı duyma(noktüri), idrar yaparken yanma ve ağrı, idrarı başlatmada zorluk ve idrar yaparken zorlanma, mesaneyi tam boşaltamama hissi ve sürekli idrar var hissi, idrar yaptıktan sonra damlama ve rahatlayamama, ani idrara sıkışma hissi. Ağrılar; penis başında ağrı, hissislik uyuşukluk, ilişkide ağrı hissedilmesi, ilişkide anüs ve penis arasındaki perine bölgesinde  batar şekilde ağrılar ve dolgunluk hissi, bir veya iki testiste ağrı ve huzursuzluk hissi, kasıklarda ağrı, karın alt bölgesinde, belde ve anüs bölgesinde(perine) ağrı olabilir. 

2- Bulanık idrar ve idrarda kan görülebilir

3- Cinsel sorunlar; cinsel isteksizlik, erken boşalma, sertleşme sorunu, boşalırken ağrı veya boşaldıktan sonra ağrı, meni içerisinde kan görülmesi, meni miktarında azalma ve taziğinde düşme görüleblmektedir.

4- Özellikle bakteriel prostatitte grip benzeri şikayetler olabilir


 

Teşhis

Doktorunuz prostatitten şüpheleniyorsa, sizden belirtilerinizi ayrıntılı bir şekilde tarif etmenizi isteyecektir. Genel tıbbi geçmişinizi, Hangi ilaçları aldığınızı, ne kadar kafein ve alkol tükettiğinizi, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara yakalanma riskini artırabilecek cinsel geçmişininizi sorgulayacaktır. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar prostatiti bulgularını ve semptomlarını taklit edebilir. Prostatitin pozitif bir laboratuar bulgusu çoğunlukla yoktur. Yapılan kan idrar ve görüntüleme tetkiklerinde bir şey bulunamaz. PSA tetkiki daha çok kanser taramasında kullandığımız ve tedaviden sonra takipte kullandığımız bir testtir. Akut prostatit dışında kronik prostatit kan değerlerinde bir anormallik bulunmaz. En sık görülen tip 3 kronik prostatit tanısı için, idrar yolu, psiko-sosyal, prostat organı, nörolojik, organ hassasiyeti  ve cinsel fonksiyon şikayetleri gibi bu 7 şikayet grubundan üç ve fazlası olma durumu tanı koyducudur.

İdrar Tetkiki: İdrarda enfeksiyon bulgusu için idrar örneği alınır. Gerekirse idrar kültürü istenebilir.İdrar testleri rektal muayeneden önce ve sonra yapılarak mevcut bulguların kaynağı hakkında fikir edinilir. Buna 4 tüp testi denir ve tanıda oldukça yardımcı olmaktadır.

Kan Testleri: PSA, fokal veya sistemik enfeksiyonu gösteren bir takım testler  ve diğer rutin tetkiklere bakılır. 

Rektal Muayene: Parmakla rektal prostat muayenesi bu şikayetlerle gelen hastalara mutlaka yapılmalıdır. Bu hem teşhis için hem tedavi amacıyla yapılır. Teşhisde rektal muayene ile prostat sağılır ve alınan prostat sıvı analiz edilir, gerekirse kültür örneği alınabilir. Prostat sekresyonunda her shada 20’den fazla lökosit görülmesi tanı koydurucudur.Tedavide periyodik aralıklarla prostat masajı yapılarak prostat içerisindeki iltihabi salgı üretraya yani idrar yoluna akıtılır, ayrıca prostat içerisindeki kanallar açılır salgıların üretraya atılması kolaylaşır. Bununla birlikte kanlanması artar ve dokunun kendisini iyileştirmesini ve verilen ilaçların prostata nüfus etmesi sağlanır.

Ürodinami: ⅓ olguda mesane çıkım bozukluğu saptanmaktadır.

Görüntüleme Testleri: Bazı durumlarda, idrar yolları ve prostatın ayrıntılı incelenmesi gerekebilir, bilgisayarlı tomografi veya prostat ultrasonografisi istenebilir. Şikayet, bulgular ve test sonuçlara göre yakarıda belirtilen kronik prostatit türlerinden hangisinin  olduğu sonucuna varılır.

Sistoskopi: Ayırıcı tanı da kullanılır, prostatın diğer hastlıklarını teşhiste yardımcı olur.

 

 

 

Kronik Prostatitin Karışabileceği Hastalıklar

Prostatit; üretra darlığı, mesane boynu yüksekliği, aşırı aktif mesane, üriner sistem enfeksiyonu ve iyi huylu prostat büyümesi ile karışabilir. Genelde semptomları benzerdir. Tüm bu hastalıklar yapılan tetkiklerle ekarte edilerek kronik prostatit teşhisine varılır.

 

TEDAVİ

Tedavide önce teşhisin doğru konulduğundan emin olunmalıdır. Prostatitle karışabilen diğer bütün hastalıklar ekarte edilmelidir. Tedaviye başlamadan önce ise prostatitin önce tipi belirlenmelidir. Kronik prostatit tedavisi çok zor bir hastalıktır. Tedavi yapılır ancak hastalık nüks eder. hastalık alevlenmeler ve remisyonlarla seyreder. Zaten tedavideki amaç semptomları hafifletmek veya ortadan kaldırmaktır.Genellikle kronik prostatitli bir hastada sikayetlerin ortaya çıkmasının kesin nedeni açık/net  değildir,  birden fazla faktör bunlarda etkili olabilir. Bir hastada verilen tedaviden fayda görürken, benzer şikayeti olan başka bir hastada işe yaramayabilir. Bazı hastalar kendi başlarına bazı tedavileri deneyerek iyileşirken, bazı hastalar , çeşitli tedavilere rağmen semptomları ile yaşamaya devam etmek zorunda kalırlar. Bu tedavilerin çok azının bu hastalara etkili olduğu unutmamak önemlidir. Kronik prostatitli hastalar şu husulara dikkat etmelidirler: Vücutlarını özellikle bacaklarını ve ayaklarını üşütmemelidirler, soğuk beton üzerine oturmamalıdırlar, Asitli, alkollü içecekler içmemelidir, acılı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmalılardır, sık ve düzenli  ilişki ve sık boşalma hastanın semptomlarını azaltabilir, sıcak oturma banyoları bu hastalarda yararlı olabilir, soğuk havuza veya denize girmemeliler, havuz veya denizden çıktıktan sonra ıslak mayo ile beklememeli, kabız kalmamalı, ve stresden uzak durmalıdır. Kaç tane şikayeti varsa o kadar eş zamanlı kombine tedavi verilebilir.

1-Antibiyotik Tedavisi: Uzun yıllar boyunca antibiyotikler kronik prostatit tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Trimetoprim-sülfa (Bactrim), siprofloksasin (Cipro) ve levofloksasin (Levaquin) gibi antibiyotikler kronik bakteriyel prostatit tedavisinde kullanılılan en sık ajanlardır. Antibiyotiklerin prostata difüzyonu  zor olduğundan, genellikle 4-6 hafta gibi  uzun süreli ve  yüksek dozda verilmelidir. Bu klasik tedaviden fayda göremeyen hastalara Fosfomisin 3 gr saşe 4-6 hafta kullanarak sonuç alınabilir. İdrarda veya prostat sıvısında  bakteri bakteri tespit edilmese bile, kronik bir bakteriyel prostatit olabilir ve antibiyotik önerilebilir. Bazı hastalar bu tedaviden fayda görebilir. Prostat taşı antibitotik etkinliğini %40 oranında azaltan faktördür Bu tedaviden sonra hasta rahatlar ancak 2-3 ay sonra hastalık nüks edebilir. Ancak, çoğunlukla, sadece antibiyotik kullanımı  sorunu ortadan kaldırmaz. Antibiyotiklerin faydalı olamadığı hastalar için alternatif tedavi seçeneklerine yönelinir.

 

2-Alfa Blokör İlaçlar: Mesaneyi kontrol eden kasları gevşetmek için tamsulosin (Flomax) veya terazosin (Hytrin) gibi alfa bloker ilaçlar verilebilir. Bunlar acil işeme ihtiyacı , idrarda zorlanma veya damlama  şikayetlerini hafifletebilir. 

3-5Alfa-Redüktaz İnhibitörleri: Finasterid (Proscar),Dudasterid gibi  prostatın boyutunu küçülten ilaçların kullanımı yine bu şikayetleri azaltabilir.

4-Ağrı kesici ve Antienflamatuarlar: Ağrı kesiciler, antienflamatuar ilaçlar ve kas gevşetici ilaçlar ağrı ve kas spazmların şikayetleri bir ölçüde  yardımcı olabilir. 

5-Biofeedback: Bazı hastalar sıcak banyolarla veya pelvik kaslardaki gerginliği azaltmak için dizayn edilmiş biofeedback programlarından  görebilir.

6-Diyet:Kafeini ve alkolü kullanımını azaltmak ve kesmek, mesanenin ve prostatın tahrişini/irritasyonunu  azaltabilir.

7-Prostat masajı: Bazı hastalar , daha sık boşaltarak veya düzenli olarak prostat masajı yapılarak prostattaki ödemi ve şişliği azaltmak için öneride bulunulabilir. 

8-Antidepresanlar: Stresin giderilmesi amacıyla antidepresifler ve anksiyolitikler önerilebilir.

9-Termoterapi: Kronik prostatit de termoterapi dediğimiz ameliyat prostat idrar yolundan girilerek prostatın belli bir dereceye kadar ısıtılarak içerisindeki semptomlara yol açan sinirlerin haraplanması esasına dayanan eski bir tedavidir. 

10- Şok Dalga Tedavisi(ESWT): Bu tedavi anüs ve testis arasındaki perine denilen alanda yoğunluğu azaltılmış taş kırmada kullanılan vucut dışı şok dalga cihazı ile yapılan tedavidir.

11- Bitksel Tedavi: Pek çok hasta bu tür tedavileri alsa da, bitkilerin ve bazı gıda takviyelerinin prostatiti iyileştirdiğine dair kanıt yoktur. Bu amaçla kullanılan  bazı bitkisel tedaviler arasında yeşil çay, bazı bitki soğanları ve diğer bitkilerde bulunan bir kimyasal olan Siyah meşe kabuğu sarı boyası(quercetin), çavdar otu (cernilton, Kara çayır otu-Rye grass) ve saw palmetto (cüce palmiye meyvesi, Sabal Meyves) bitkisinin özü bulunur. Doktor önermedikçe pek tavsiye edilmez.

12-Akapunktur: Bazı hastalarda etkili olmakta ancak etkinliği kanıta muhtaçtır.

13- Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri:kullanılablir. Gevşetici ve antienflamatuar etki gösterir.

15-Pentosanpolisulfat

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu