Travma sonrası büyüme (TSB) kavramı ilk olarak Tedeschi ve Calhoun tarafından 1996 yılında ortaya atılmıştır. Ancak daha önceki yıllarda da edebiyat, felsefe ve din gibi birçok alanda acı veren olayların yaşamın anlamını bulmamızı sağlayabileceği vurgulanmıştır. TSB kavramı 20. yy. ile birlikte varoluşçu ve hümanist yaklaşımların etkisiyle psikoloji alanında yer almaya başlamıştır.
Günümüzde TSB kavramı zorlayıcı yaşam olayları ile mücadele sonucu ortaya çıkan olumlu psikolojik değişimler olarak tanımlanmaktadır. Kişi zorlu bir yaşam olayını deneyimlemesine rağmen eski haline kıyasla daha olumlu ve özgüvenli biri haline gelmesi mümkündür.
Tedeschi ve Calhoun travma sonrası büyümeyi “deprem” metaforu üzerinden açıklar. Travmatik yaşantı sonucu yaşamla ilgili varsayımların yıkılması depremin binalar üzerindeki etkisine benzetilir. Travmatik yaşantı kişinin bilişsel şemalarını şiddetle sarsabilir, tehditedebilir veya tamamen enkaza çevirebilir. Ancak kişinin bundan sonra travmatik büyüme yaşayıp yaşayamayacağını belirleyecek olan bu travmatik yaşantıdan sonra kişinin vereceği mücadeledir. Travmatik yaşantı sonrası gerçekleşen bilişsel işlemleme ve yeniden yapılandırma depremden sonra binaların fiziksel olarak daha dayanıklı bir biçimde yeniden yapılandırılmasına benzetilir. Travmatik olay sonrası yeniden bilişsel yapılandırma; travma ve gelecekte yaşanma olasılığı olan olayları göz önünde bulundurarak sarsıcı olaylar karşısında daha dayanıklı şemaların oluşmasını sağlar. Bu durum travma sonrası büyüme olarak adlandırılır.
TRAVMA SONRASI BÜYÜMENİN BEŞ ALT BOYUTU
1.Kendiliğin Algılanmasında Yaşanan Olumlu Değişimler
Kişi zorluk içeren bir yaşam olayı ile baş edebildiği için kendisini güçlü hissetmeye başlar ve özgüveninde artış olur. Kişi kendini artık bir “kurban” olarak değil, bir “savaşçı” olarak görmeye başlar. Birey daha kırılgan ama daha güçlü bir kendilik algısı geliştirir.
2.Kişiler Arası İlişkilerde Yaşanan Olumlu Değişimler
Travma yaşayan kişi daha iyi empati kurabilmeye başlar, başkalarının acılarını daha iyi paylaşır. Böylece insanlarla daha iyi bir iletişim kurmaya başlar. Kişi travma sonrası kendisini ifade etmek ve duygularını açmak için istek duyar. Bu durumda travma sonrası kurulan ilişkilerde samimiyet ve sıcaklık artar.
3.Yaşamın Değerini Anlama Konusundaki Olumlu Değişimler
Travma atlatan kişi, yaşamı kendisine verilen ikinci bir şans olarak görebilir. Hayatla ilgili varoluşsal düşünme sürecine girebilir. Kişi, yaşamın daha fazla taktir edilmesi ve önceliklerini değiştirmesi ile önceden fark edemediği günlük hayatının bir parçası olan şeylerden daha fazla keyif almaya başlayabilir.
4.Yeni Seçeneklerin Fark Edilmesi Konusundaki Olumlu Değişimler
Kişi, artık ulaşılamayacak olan eski amaçlarından vazgeçmesi gerektiğini düşünerek yeni ve gerekli amaçlar edinir. Aynı zamanda kişi daha önce mümkün görünmeyen ya da ortada olmayan yeni fırsatlara açık olur.
5.İnanç Sistemindeki Gelişim
Kişi, varoluşsal deneyiminin derinleşmesiyle beraber dinsel inanışlarını yeniden formüle etmeye başlar.
TRAVMA SONRASI BÜYÜMEYİ DESTEKLEYECEK FAKTÖRLER
Sosyal Destek: Bireyin yaşadığı travma sonrası çevresinden aldığı sosyal destek strese karşı verdiği potansiyel patolojik tepkiyi düzenlemektedir.
Kabullenebilmek: Kişinin hayata tekrar adapte olabilme için değişmesi mümkün olmayan durumları olduğu gibi kabullenebilmesi önemlidir.
Bilişsel Şemalar: Kişinin stres verici durumlarda dahi olumlu duygularının farkında olması ve buna ilişkin bilgiyi işlemeyebilmesi travmatik yaşantı sonrasındaki süreçte uyumu olumlu yönde etkilemektedir
HER BİREY TRAVMA SONRASI BÜYÜME YAŞAYABİLİR Mİ?
Büyüme doğrudan travmanın sonuçlarından biri değildir. Travma yaşayan her birey büyüme deneyimleyememektedir. Asıl önemli olan bireyin travmatik olaydan sonraki gerçeklikle nasıl mücadele ettiğidir. Travma sonrası büyümeyi etkileyen çeşitli değişkenler vardır; kişilik özellikleri, bağlanma sitilleri, başa çıkma tutumları, hayata karşı oluşturduğumuz şemalar bunlardan bazılarıdır.
Travmanın uzun dönemli sonuçları kazanç ve kayıplar bir arada bulunmaktadır. Büyümenin belirleyicilerinden biri travmaya maruz kalmış kişinin bunlardan hangisine odaklanacağıdır. Travmatik yaşantı sonrasında kişi, önceki yanılsamalarının farkına varıp yaşama ilişkin yeni bir bakış açısı geliştirebilir ve yaşamın öngörülemeyen tarafları olabileceğini görüp yeni travmalara hazırlıklı duruma gelebilir. Kişi incinebilir tarafını ve güçlü tarafını öğrenebilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.