Anne ve Çocuk İlişkisinin Önemi Nedir?

Bağlanma ve Bağlanma Kuram

İnsan psikolojisinde bağlanma kuramının etkisi her dönemde görülmektedir. Anne ve çocuk arasında gelişen bu kuram yaşam boyu etkinliğini göstermektedir. Bebeklik, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik döneminde etkisini göstermektedir. Çocuklarda okul reddi, özgüven ve iletişim problemleri, gece alt ıslatma, yalnız uyuyamama gibi alanlarda kendini gösterirken, yetişkinlikte ilişkisel problemler olarak karşımıza çıkmaktır. Romantik ilişkilerde bağlanma problemi, sosyal ilişkilerde problemler olarak kategorilere ayrılabilinir. Bu kuramın kökenini ne kadar iyi bilirsek kendimizi de çevremizi de bir o kadar anlayabiliriz.

Psikolojide bağlanmanın tanımlanması ise ilk olarak Bowlby tarafında (1969) yapılmıştır. Bağlanma davranışı bireyin korktuğunda bir figürle ilişki kurmak ya da karşısındaki bireye gösterdiği yakınlık arama ve bu yakınlığı geliştirmeye yönelik olarak tanımlanmıştır. Bowlbye göre bağlanma bebeğe bakım veren bireyle ilişkisinden kaynaklanmıştır. Genelde bakım veren birey anne olduğundan bebeğin anne ile kurduğu bağ tüm yaşamını etkileyecektir. Bartholomew (1990)’e göre sosyal ilişkilerin temelinde bebek ve bakım veren arasında gelişen bağlanma ilişkileri vardır. Bakım verenin bebeğin ihtiyaçlarına karşı rededici olması bebeğin yetişkinlik döneminde yakınlıktan kaçınmasını  sağlayacaktır.  Ainsworth  (1989) ‘e  göre  bağlanma  kuramı  bebek  ve  bakıcı  arasında  gelişen  etkileşimle  oluşmaktadır.  

Bebek  yaşamının  ilk  yıllarında  bakım  verene  karşı özgül  değilken  zamanla  bir  kişiyi  diğerlerinden  ayırmaya  başlar  ve  doğrudan  davranma  davranışını  farklılaştırarak  geliştirir.  Bu  davranışların  başında  bebeğin   ağlama  refleksi  ile  bakım  vereni  yakınına  getirmek  vardır.  Böylece  bebek  ve  bakım  veren  arasında  özgül  bir  davranış  gelişir.  Bebek  bakım  vereni  içselleştirerek  beklentileri  oluşur.  Başlarda  bu  beklentiler  ilkeldir.  Uyku  düzeni  diğer   ihtiyaçlar  bebek  ve  bakım  veren  arasında  düzenli  bir  ilişkiye  dönüşür.  Bebek  bazen  bu  döngüye  uymayabilir  zamanla  dil  yeteneğinin  gelişmesiyle  de  anlaşma  daha  iyi  sağlanacaktır.  Bütün  bu  bağlanma  davranışları  yakınlığı  korumaya  yöneliktir.  Çocuk  kendilik  tasarımı  ve  başkalarının  onun  için  ne  ifade  ettiği  geliştikçe  bakıcıdan  ayrılmayı  öğrenecek  ve  yürümeye  koşmaya  başladıkça  onun  için  güvenli  olan   bakıcıdan  ayrılarak  çevreyi  keşfetmek  için  uzaklaşacaktır. Bakım verenin bebeğin ilk yaşam deneyimlerinde ve ruhsal yapısında oldukça önemli bir yeri vardır. Bakım verenin bebeğin ihtiyaçlarını karşılamaması, ihmal etmesi veya bebeğin gelişimsel özelliklerini geliştirmesine izin vermeden aşırı bir şekilde ihtiyaçlarının karşılanması en temel sorundur. 

2.1.2.  Bowlby Bağlanma Kuramı

Bebek  ve  bakıcı  arasındaki  ilişkiden  yola  çıkarak  bebeğin  bakıcı  ile  geliştirdiği  bağ  sonucu  bebek  kendi  ile  ilgili  zihinsen  temsiller  kodlar. Bakıcının  bebeğe  davranış  şekli  bebeğe  yönelim  şekli  bebeğin   benlik  algısını  içselleştirmesine  neden  olur.  Daha  sonra  bakıcıdan   gözlemlediği  davranışlar  ile  başkalarına  ilişkin  temsiller  ortaya  çıkarır.  Bütün  bu  içselleştirme  bebeğin  ileriki  dönemlerindeki  sosyal  ilişkilerine  etki  edecektir.   Benlik  algısı     bireyin  ne  derece  kendini  değerli   bir  birey  olarak  gördüğü  ve  başkaları algısı   ise  diğer  insanlara  ne  derece  güvendiği,   sevdiğidir.  Bu  dönemde  bebeğin  istekleri   yeterli   derece  karşılanırsa  sevgi  güven  ve  bakım  olarak  bebek  ileriki  yaşlarında  sosyal  ilişkilere  güvenle  bağlanan  birey  olacaktır.  Bebek  bakım  verenden  yeterli  derecede  ihtiyaçlarını  almazsa  güvenli  bir  şekilde  çevreyi  keşfedemeyebilir  bu  da  bireyin  ilişkilerine  etki  eder. Bowlby  yetişkinlerin   kişilik  probleri ,  evlilik  ve  çocuk  yetiştirmedeki  sorunları  bu   benlik   ve  başkaları  algısından  kaynaklandığını  savunmuştur.

2.1.3.  Psikanalitik Kurama Göre Bağlanma Kuramı

Psikanalitik  kurama  göre  bebek  ve  anne  arasındaki  en  önemli  bağ  emzirmedir.  Çünkü  bebek  yaşamının  ilk  iki  yılında  oral  dönem  olarak  geçirdiğinden  ağız  çevresi  ile  ilgili  olan  faaliyetler   bebeğin  temel  haz  yeridir.  Emzirme  ile  anne  bebeğe  bu  hazzı  verir  ve  bebek  için   sevgi  objesi  olarak  anne  figürü  gelişir.

2.1.4. Melaine Klein Nesne İlişkileri Kuramına Göre Bağlanma Kuramı

Melaine  Klein  Nesne  İlişkileri  Kuramına  göre  bebek  oral  ve anal  dönemde  dış  dünyada  algıladıklarını  zihninde  organize  eder.  Bakım  veren  anne,  ve  bebeğin  diğer  kişileri  olan  ilişkisi,  bebeğin  zihinsel  yapısındaki  gelişmelere  ve  yaşamının  diğer  bölümlerindeki  yakın  ilişkilerine  zemin  olacaktır.

Bağlanma İle  İlgili  Araştırmalar

Ainsworth’un Bağlanmaya Yönelik Araştırması

Ainsworth   1953-1955  yıllarında  Uganda’ da  kalmış  ve  Uganda’da  ki  bebekler  arasında  bir  araştırma  yapmıştır.  25  anneyi  bebekleri  ile  olan  ilişkisini   yedi  ay  düzenli  olarak  incelemiştir.  Bu  araştırmanın  amacı  bebeğin  verdiği  işaretlere  annenin  ne  derece  duyarlılıkta  verdiği  tepkidir. Araştırma  sonucuna  göre  bebeğin  tüm  davranışlarını  kusursuz  söyleyen  anneler  yüksek   düzeyde  duyarlı ,  tersine  bebeğin  davranışlarına  duyarsız  olan  ince  detayları  atlayan  anneler  düşük  duyarlı  anneler  olarak  tanımlanmıştır. Ortaya  şöyle  bi  ayrım  çıkmıştır.   Üç  tip  bağlanma  örüntüsü  gözlemlenmiştir.  Güvenli  bağlanan  bebekler  az  ağlamakta  ve  annenin  keşfetme  davranışından  memnun  gözükmektedirler.  Güvensiz  bağlanan  bebekler  kucağa  alındığında  daha  çok  ağlamaktadırlar.  Bağlanmamış  bebekler  anneye  karşı  belirgin  farklı  bir  davranış  geliştirmezler.

Margeret Mahler’ın Bağlanmaya Yönelik Araştırması

Margeret  Mahler’in  İngiltere’de  uyguladığı  İnsan  yavrusunun  psikolojik  doğumu  yayımladığı  bir  araştırmasıdır.  Bu  araştırma  için   bir  bakım  merkezi  kurulmuştur.  Bu  bakım  merkezine  gönüllü  anneleri  ve  bebeklerini  üç  aydan  altı  yaşa  kadar  olan  tüm  özelliklerini  gün  ve  gün  incelemişlerdir. 

Bu  araştırmanın  sonucunda  genel  bir  yargı  olarak  bebekler  ilerleyen  zamanlarda  annelerinden  uzaklaştıkları  gözlemlenmiştir. Bu  uzaklaşma  sonucu  ayrılık  kaygısı  başlar  ve   bu  kaygı  arttıkça  bebek  anneye  gider  ve  duygusal  boşluğunu  doldurur.  Bu doldurma  anneye  dokunarak  koklayarak  ve  iletişim  halinde  olmaktadır.  Bu  iletişim   sonucu  çocukta  ilişkisel  davranış   modeli  oluşur  ve  bebek  ilerleyen  dönemle  yakın  ilişkilerinde  bu  modeli  ele  alır. Psikolojide  bağlanma  kavramını   bebeklik   dönemine  indirgenerek  açıklandığını  belirtilmiştir.  Yetişkin  bir  bireyin  bağlanma  problemi  bebekliğinden  gelen  bir  durum  olabilir.  Çünkü  bireyin  ilk  bağlanma,  güven  duygusu  bebekken  ortaya  çıkmıştır.  Bebek  için  sevgi  güven  gibi  kavramların  temsili,  bakım  veren  yani  anne  kavramıdır.  Hayatının  her  dönemine  birey  bu kavramı  kendine  özümseyerek  geliştirerek  etkisini  sağlayacaktır.  Bir   yetişkinin  çevresiyle  olan   ilişkisi  onun  bağlanma  üzerine  düşüncelerini  gösterir.  İşinde , sosyal  arkadaş  ortamında,  ailevi  ilişkilerdeki  rolünde,  romantik  ilişkilere  bakış  açısında,  yani  bireyin  olduğu  her  yerde  bağlanmaya  ilişkin  ipuçları   bulunabilir. 

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu