Yeni bir çalışmaya göre anksiyetenin kalıtımı, cinsiyete özgü anneden kıza
babadan oğula geçiş şeklini iletiliyor şeklinde gözükmekte. Yeni bulgular
çocukların kaygı davranışını, ebeveynlerinden öğrendiğini işaret ediyor.
Çalışmanın araştırıcılarından Halifax Kanada’da Dalhousie Üniversitesi Psikiyatri
bölümünden klinik psikolog Barbara Pavlova’ya göre, anksiyetenin çocuğa geçişi
önlenebilir. Ebeveyn anksiyetesini tedavi etmek, sadece kendi sağlıkları için
değil ayrıca çocuklarının sağlığı için de önemlidir. Bu özellikle ebeveyn ve çocuk
aynı cinsiyette ise daha doğrudur. Bu çalışma JAMA Network Open’da 12
Temmuz 2022’de yayınlanmış. Anksiyete bozuklukları aile içinde geçiş
göstermekte, hem genler hem de çevrenin etkili olduğu düşünülmekte ancak
cinsiyete özgü kalıtımla ilgili çok az bilgi bulunmakta. Bu çalışma 203 kız ve 195
erkek çocuk ve ebeveynleri ile yapılmış, çocukların ortalama yaşı 11 olup, duygu
durum bozuklukları açısından ailesel riske sahip oldukları biliniyor. Aynı
cinsiyetteki ebeveynlerdeki anksiyete bozukluğu ve çocuktaki anksiyete
bozukluğu, karşı cinsiyettekilerle kıyaslandığında istatistiksel anlamda yüksek
(OR 2,85’e karşın 1,51) bulunmuş. Aynı cinsiyetteki ebeveyninde anksiyetenin
yokluğu çocukta da anksiyete varlığının çok düşük düzeyde olmasına yol açmış
(OR 0.38).
398 çocuktan 108’inde (%27) bir veya daha fazla anksiyete bozukluğu
saptanmış; bunlar arasında yaygın anksiyete bozukluğu %7.8; sosyal anksiyete
bozukluğu %6.3; ayrılık anksiyetesi bozukluğu %8.6; özgül fobi %8 ve bta
anksiyete bozukluğu %5 olarak tespit edilmiş.
Çocuklarda anksiyete bozukluklarının oranlarının, yaşla birlikte arttığı
belirlenmiş; 9 yaştan küçük çocuklarda %14 düzeyinde iken 15 yaş üzerindeki
çocuklar da %52’ye çıktığı gözlenmiş. Anksiyete bozuklukları erkeklerde %24
kızlarda %30 şeklinde benzer olanlarda bulunmuş.
Çocuklarda anksiyete bozuklukları, her iki ebeveynde anksiyete bozukluğu
yokken, %24 gibi düşük bir oranda iken; her iki ebeveyninde de anksiyete
bozukluğu varlığında çocuklardaki anksiyete bozukluğu oranı %41 düzeylerinde
yüksek gözlenmiş. Bulgular çevresel etmenlerin model alma ve temsili öğrenme
şeklinde, ailesel geçişte olası rolünü göstermekte. Çocuk biyolojik ebeveynlerin
her birinden benzer miktarda genetik bilgi almakta olup, sağlıklı/güçlü aynı cins
ebeveynin olumlu etkisi, aynı cins ebeveynin davranışlarını model alarak
çocukta dayanıklılığı (resilience) öğrenme etkisi oluşturmakta. Ebeveynin
anksiyete bozukluğunun olması, bu koruyucu öğrenmeyi bozabilmekte. New
York Üniversitesi’nden MIND Enstitüsü Çocuk Klinik Eğitim başkanı Jill Emanuele
“anksiyete söz konusu olduğunda, hem ebeveyn hem çocuğu değerlendirmenin
önemli olduğunu; hem genetik hem de çevrenin anksiyete bozukluğunda etkili
olduğunu” belitiyor. Klinik açıdan anksiyete bozukluklu bir ebeveyn söz konusu
olduğunda, çocukta anksiyete bozukluğu olsa da olmasa da, çocuğun etkilenme
riski bulunmakta. Anksiyete bozuklukları duygudurum bozukluğundan daha önce
başlamakta olup, çocuklukta ortaya çıkabilmektedir. Erken yaşta fark edilmesi
önemlidir, tedavi edilmezse erişkinlikte aynı sorunlar devam edebilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.