Anksiyete Korku

Hepimiz hayatın akışında belli başlı olaylar yaşıyoruz, gündelik hayatta yaşadığımız bu olaylara hepimizin yüklediği düşünceler farklı olmakta, ve farklı duygulara yer açmaktadır. Yaşadığımız olayların bazıları birbirine benzese de aslında hissettikleri duygular çeşitlilik taşıyor. Hayatın yoğunluğunda bizler bu duyguları ve etkilerini fark edemiyoruz. Özellikle son zamanlarda yaşanılan afetler, haberler, pandemi vb. sebeplerden korku, kaygı, endişe kimilerimiz için daha yoğun duygular haline geldi. Anksiyetenin (kaygı-bunaltı) tam belirtilerini kapsayan bir tanımını vermek oldukça zordur. Bununla birlikte aslında herkes anksiyete adını verdiğimiz duyguyu tanır. Anksiyete denilen duyguyu çeşitli yaşantılar esnasında yaşamamış insan yoktur, bazen bir sınav öncesinde, gece geç bir saatte kapı çalındığında, bir patlamayla uyandığında ya da buna benzer başka durumlarda. Şimdi düşündüğünüzde yukarıdaki örneklerden birini veya birkaçını yaşadığınızı siz de fark etmişsinizdir. Fakat bu kavramlar bazen iç içe geçmekte ve karıştırılmaktadır. Özellikle korktuğumuz ve kaygılandığımız bir şeyi tanımlarken.

Peki aslında korku nedir? Kaygı nedir?

Psikoloji bilimindeki birçok ekole göre bu kavramlar tanımlanmaya çalışılmıştır. S. Freud’un çalışmaları ile kaygı kavramı korkudan ayrılmış ve korku, kişiyi dışarıdan tehdit eden gerçek bir tehlikeye karşı gösterilen tepki olarak tarif edilirken, kaygı kişiyi içeriden tehdit eden tehlikeye karşı gösterilen bir tepki olarak tanımlanmıştır (Morgan, 1991, s.424). Son zamanlarda özellikle anksiyete üzerine etkisi kanıtlanmış bilişsel davranışçı terapi (Bdt) ise; korku kavramını açıklarken bir tehditden bahseder. Kas gerginliği oluşur. ‘Diken üstünde’ gibi hissetme söz konusudur. Burada tehlikenin kendisi değil. Tehlike beklentisi vardır. Uyaran olmadan da yalnızca düşünerek tetiklenebilmektedir. Daha uzun sürelidir. Örneğin sokakta üzerinize koşan bir köpek gördüğünüzde hissettiğiniz duygu korkudur. Daha kısa ve hızlıdır.

Fakat sokakta kendiliğinden duran bir köpeğin size zarar verme ihtimali ile hissettiğiniz duygu ise kaygıdır (anksiyete). Anksiyetenin temel amacı organizmayı korumaktır, gelecek yönelimli, potansiyel olarak rahatsız edici olaylarla ilgili kontrol edilemezlik ve tahmin edilemezlikle karakterize duygusal tepkidir. Endişe (Worry) istemli bilişsel unsurların da olduğu değerlendirici, tahminlerde bulunan ve çoğu zaman duygusal içeriğe sahip zihinsel düşünsel bir işlemdir tehdit ile karşılaşma yoktur. Daha uzun süreli olur. Daha çok geleceğe yöneliktir. Anksiyete, endişe ve korku da normal ve gerekli olan duygulardır. Her şey bir denge ile ilerlemektedir. Ne zaman ki dengenin bozulmasından sürekli bir kaygı-korku halinden bahsedersek ve işlevselliğimiz bozulursa, uzun süreli bir etkiden söz edersek uzman desteği ihtiyacından bahsedebiliriz.

 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu