Tüm dünyada bir takım doğal afetler sıklıkla ya da nadiren yaşanmaktadır. Doğal afetler yaşamımızda kaçınılmazdır ve insanlara hem maddi hem de manevi zararlar vermekle beraber ölümleri de beraberinde getirebilmektedir. Deprem, doğal afet olaylarından biridir ve ülkemizde son zamanlarda sıklıkla kendini göstermeye başlamıştır. Depremin ülkemizde son zamanlarda sık yaşanması ise pek çok kişide deprem korkusunu, fobisini oluşturmuştur. Bu yazıda deprem korkusu ve deprem korkusuyla baş edebilme yöntemleri hakkında bilgi verilecektir.
Korku duygusu, her insan hayatında olan, doğal ve olması gereken bir duygudur. Korku duygumuz sayesinde hayatta kalmak ve kendimizi korumak için eylemde bulunuruz. Örneğin, bize saldırmak için gelen köpeğe karşı duyduğumuz korku sayesinde oradan kaçarak, uzaklaşarak kendimizi koruruz. Dolayısıyla korku duygusu yerinde ve yeterince olduğu sürece hayatımızı sürdürmemizi ve kendimizi korumamızı sağlar. Kişi yaşadığı durumla baş edemediği ya da belirsiz olan durumlardan da korkabilir. Korku duygusunu hissetmemize sebep olan durumlar arasında doğal afetlerde bulunmaktadır. Deprem olayına baktığımızda, tehlikeli ve belirsiz olmasıyla kişinin korku duymasına sebep vermektedir.
Sizde Deprem Fobisi Olup Olmadığını Nasıl Anlarsınız?
-
Deprem olayları ile ilgili çok sık haber izleme, kaynak okuma ya da depremle alakalı olan her durumdan kişinin kaçınması yani umursamaz gibi davranma
-
Deprem ile ilgili herhangi bir haberde saklanma, ya da kaçma isteği.
-
Bedensel olarak hissedilen birtakım belirtiler, tansiyon düşmesi, tansiyon çıkması, bayılma, fenalaşma, mide bulantısı, iştahsızlık ya da aşırı yeme, titreme, uyuşma vb.
-
Sık sık ağlama ya da donuk hissetme
-
Panik atak belirtileri
-
Çığlık atma ya da feryat etme
-
Kapalı alan korkusu
-
Sıklıkla bulunduğu bölgenin güvenli olup olmadığını teyit etme ihtiyacı
-
Bulunan her ortamı güvence altında tutmaya çalışmak
-
Takıntılı davranışlar sergilemek. Depremle alakalı ve olası felaket durumlarıyla ilgili günün çoğunluğunu düşünerek ya da konuşarak geçirmek
-
Uykuda problem yaşama, kabuslar, kötü rüyalar, sıçrama, uyuyamama vs.
-
Çaresizlik, kaygı gibi duyguları çok yoğun yaşama
-
Sıklıkla irkilme
-
Unutkanlık
-
Sıklıkla bir felaketin geleceği düşüncesi ve bundan kurtulamama
-
Tüm bu belirtilerle beraber kişinin günlük işlevselliğinde düşüş. Örneğin, çalışmakta zorlanma ya da günlük işleri yapmama ya da yapmakta zorlanma.
Deprem korkusu, depreme maruz kalan kişilerde veya depreme şahitlik etmiş kişilerde görülebilen bir durumdur. Depremi yaşayan kişilerin hayatlarında maddi ve manevi büyük kayıplar olabilir. Depremi yaşayan ya da depreme şahitlik eden kişilerin özellikle güven duyguları büyük oranda zedelenir kişiler kendilerini güvende hissetmekte oldukça zorlanabilirler. Deprem korkusu yani sismofobi tetikleyicileri kişide travma sonrası stres bozukluğuna sebep olarak kişinin sonraki hayatında da kaygı bozukluğu, yas, panik atak gibi bir takım ruhsal sıkıntılar yaşamasına sebep olabilir. Yapılan bir araştırmada, afet bölgelerinde çalışan haber muhabirlerinin %16’sının, travma sonrası stres bozukluğu tanısına uygun olduğu görülmüştür (Newman vd., 2003). Bu duruma ek olarak, deprem gibi afet dönemlerinde sıklıkla televizyon, gazete ve sosyal medya platformlarından deprem ile ilgili haberleri takip eden kişilerin bir takım ruhsal sıkıntılar geliştirmeye başladıkları da yapılan araştırmalarda görülmüştür.
Deprem Korkusu ile Nasıl Baş Edilebilir?
Deprem korkusu yaşayan kişilerin en temelde hissettikleri duygu güvende hissedememektir. Deprem gibi doğal afetlerden yana hissedilen korku ile baş edebilme yöntemlerinden biri kaybedilen güven duygusunu tekrardan hissedebilmektir. Güven duygusunu tekrardan hissedebilen kişiler, deprem korkusuyla büyük oranda baş edebilmeye başlar. Güven duygusunu tekrardan inşa edebilmek adına kişinin özellikle aile, akraba, eş dost gibi sevdiği ya da yakın olduğu kişilerden destek almalıdır. Böyle bir durumda özellikle duyguları paylaşmak negatif hislerin azalmasını sağlar. Kişinin çevresindeki kişilerle deprem anında yapabileceklerini tartışması da yine kişinin güven duygusu inşa etmesine yardımcı olacaktır. Örneğin, evde yaşam üçgenini oluşturmak, deprem çantası hazırlamak, oturduğu binanın dayanıklılığı hakkında bilgi edinme, bina güçlendirme çalışmaları yapmak ya da taşınmak gibi.
Deprem korkusuyla baş edebilme yöntemlerinden biri de günlük rutinimize mümkün olduğunca devam edebilmemizdir. Rutinler sabittir ve kişiye bilinçaltında güven hissini vermektedir. Günlük rutinlere devam etmeye çalışmak kişinin odak noktasının sadece deprem korkusunda olmasını engeller ve kişinin daha sakin kalmasına yardımcı olur. Özellikle deprem fobisi yaşayan kişilerde bir takım uyku sorunları görülebilmektedir. İlk aşamada kişinin uyku sorunu yaşaması normal olsa da sonraki süreçlerde uyku sorununun devam etmesi durumunda uyku düzenleme ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır, bu durum yine kişinin rutinlerine geri dönmesini kolaylaştıracaktır. İlaç tedavisi, psikoterapi alınması, bir takım rahatlama egzersizleri, spor ya da meditasyon gibi uykuya geçişi kolaylaştıracak birtakım çalışmalar yapılabilir.
Deprem korkusuyla baş edebilmenin diğer önemli bir noktası da diğer kişilerle iletişim kurabilmektir. Yakın bir dost, aile, akraba ya da bir terapistle duyguları paylaşmak, kişinin deprem korkusunun azalmasını sağlayacaktır. Ruhsal sorunlarını kelimelere dökebilen kişiler, ruhsal sıkıntılarını içine atan ve konuşmayan kişilere oranla travmayla daha iyi baş edebildikleri bilinmektedir. Bu sebeple bir öteki ile iletişim kurmak oldukça önemlidir.
Deprem Korkusuyla Ortaya Çıkabilecek Rahatsızlıklar
Deprem korkusu yaşayan kişilerde bir takım diğer ruhsal sorunlarda ortaya çıkabilmektedir. Özellikle travma yaşayan kişilerin büyük çoğunluğunda travma sonrası stres bozukluğu görülmektedir. Travma sonrası stres bozukluğu, kişiyi normalinden daha fazla korkutan, kişinin dehşet duyguları yaşamasına ve çaresizlik hissetmesine neden olan, tehlikeli bir durum olmadığı halde bu duyguları yaşamasına sebep olan ruhsal travmadır. Panik atak deprem korkusuyla beraber kişide görülebilen diğer bir ruhsal rahatsızlıktır. Panik atak, ani ve düzenli olarak bir panik halinin ya da korku hissinin etkisi altında kalınan bir kaygı bozukluğudur. Kalbin hızlı atması, ölecek hissinin gelmesi, ellerde ve ayaklarda uyuşma gibi bir takım bedensel semptomlarla kendini gösterebilmektedir. Takıntılı düşünceler ve davranışlar olarak açıklanan OKB semptomları yine deprem korkusunun yanında görülebilecek rahatsızlıklar arasındadır. OKB, kişilerin sıklıkla tekrar eden birtakım düşüncelere sahip olması, takıntılı düşüncelerin vermiş olduğu rahatsızlıktan ötürü genellikle rahatlamak adına yapmış olduğu birtakım davranışlarla karakterize edilen bir ruhsal rahatsızlıktır. Örneğin, kişinin sürekli etrafını kontrol etmesi, zihninde sürekli deprem ile ilgili kaygıların belirmesi.
Ne zaman ve Nasıl Yardım Alınabilir?
Deprem travmasını yaşayarak ya da gözlemleyerek yaşayan kişilerin yukarıda bahsedilen sıkıntılı durumları yaşaması oldukça normaldir. Her insan yaşamış olduğu herhangi bir travmada bir takım ruhsal sıkıntılar yaşayabilmektedir. Sıkıntı veren ruhsal durumların 30-40 gün kadar yaşanması normal bir süreç olarak görülebilmektedir. Fakat kişi bu süreçten sonra da sıkıntı duymaya devam ederse bu noktada profesyonel yardım alması önerilmektedir.
Uzm.Psk.Berivan Şentürk
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.