Sağlıklı bireyler günlük yaşamlarını idame ettirebilmek için karbonhidrat, protein ve yağ dediğimiz makro besinleri yeterli ve dengeli olarak almaları gerekmektedir. İlk kez 1921 yılında Amerika’da Mayo Klinikte Dr. Wilder tarafından epilepsi hastaları için uygulanmaya başlanan ketojenik diyet modeli düşük karbonhidrat içeren bir modeldir.
KETOJENİK DİYET MODELİ NEDİR?
Ketojenik diyet günlük karbonhidrat tüketimini minimuma indirerek, yüksek yağ ve yeterli protein içeren yüksek yağlı bir diyet modelidir.
Çok kısıtlı karbongidrat ve yüksek yağların kullanımı, karaciğerde yağ metabolizmasını aktive ederek keton oluşumuna sebebiyet verebilmektedir. Vücut enerjisini glikojen yerine kanda fazla miktarda bulunan ketonlardan sağladığı için adına “ketojenik diyet” denmektedir.
Ketojenik diyet, beslenme uzmanları tarafından kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.
KETOJENİK DİYETİN MADDELERİ
⦁ Uzun dönem kilo kaybı: Sağlıklı yağ ağırlıklı, normal protein ve düşük karbonhidrat, tüketimi açlık hissini ve insulin salgısını azaltmaktadır, vücutta depolanmış yağlar enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.
⦁ Tip 2 Şeker hastalığı riskini azaltmaktadır. Kandaki şeker miktarı normal düzeyde kalmaktadır.
⦁ Kalp hastalıkları riskini azaltmaktadır. LDL kolesterolu,trigliseritleri azaltarak,HDL Kolesterolü artırarak kalp hastalıkları riskini azaltmaktadır.
⦁ Kanser riskini azaltır. Kanser hücreleri şeker kullanarak çoğalmaktadır,fakat yağ metabolizması çok düşüktür.
⦁ Beyin ve nörolojik hastalık riskini azaltabilir. Mitokondri fonksiyonu artabilir, beyinde kynurenik asit(C10H7NO3) nöroprotektif maddeyi artırarak,Alzheimer, parkinson, epilepsi ve felç hastalıkları riskini azaltabilmektedir.
⦁ Sağlıklı yaşam süresini arttırabilmektedir.
KETOJENİK DİYETİN YAN ETKİLERİ
Normal sağlıklı insanda, ketojenik beslenme metabolizmayı, karbonhidrat yakan değil, yağ yakan ketojenik metabolizmaya dönüştürmektir. İlk 1-2 haftalık süreçte aşağıdaki yan etkiler görülmektedir.
⦁ Baş ağrısı
⦁ Nefes Kokması
⦁ Yorgunluk,halsizlik
⦁ Kas zayıflığı ve ağrısı
⦁ Uykusuzluk
⦁ Kabızlık,Mide bulantısı
⦁ Beyin bulanıklığı
⦁ Huysuzluk, Moralsizlik
⦁ Sekste isteksizlik
Uzun dönem etkileri;
⦁ Kas erimesi(sarkopeni)
⦁ Hafiza zayıflaması
⦁ Sürekli açlık hissi
⦁ Böbrekte taş oluşumu
⦁ Karaciğerde yağ birikmesi
⦁ Hormonal dengesizlik olarak tanımlanmaktadır
Bu nedenlerden dolayı çevreden duyumlarla yapılamayacak uzmanı tarafından hazırlanması gereken ve süresi belirlenmesi gereken ve en önemlisi her insana uygun bir beslenme şekli değildir.
KETOJENİK GIDALAR LİSTESİ (25-50 g/gün Karbonhidrat tüketimi)
⦁ Deniz ürünleri (Balık ve Kabuklu deniz ürünleri): Vitamin ve minerallerce zengin, karbonhidratça çok az olan gıdalardır. Omega-3 yağ asitlerince zengindir. Haftada 2 kez tüketilmesi önerilmektedir.
⦁ Düşük Karbonhidratlı sebzeler; Lif, antioksidanlar, C vitamini ve diğer vitamin ve mineralleri içerir. Ispanak, Brüksel lahanası, Brokoli, kabak, karnabahar, yeşil fasulye, Roka, maydanoz, nane, dere otu gibi sebzeler çok düşük karbonhidrat içermektedir.
⦁ Peynir: Kalsiyum, protein, yağlar ve Konjuge linoleik asit ile ketojenik beslenme modeline uygundur. Kas zayıflamasınıda önlemektedir.
⦁ Avokado: ketojenik beslenme modeline uygun bir gıdadır. Lif, Potasyum, vitamin, ve minerallerce zengin kolesterol ve trigiliseridleri düzenleyici rol oynar.
⦁ Et ve Tavuk: Ketojenik beslenme modeline uygundur. Selenyum, çinko, B-vitaminler, omege-3 , konjuge linolik asit, proteince zengin ve karbonidrat yok denecek kadar azdır.
⦁ Yumurta: Ketojenik yaşam tarzına uygun ve 1 g dan az karbonhidrat içeren bir gıdadır. Doygunluk hissi vererek kandaki şekeri düzenler. Yumurta sarısı göz sağlığı için önemli olan lutein ve zeazantin antioksidan maddeleri içerir. Kalp sağlığı için zararlı etkisi yoktur.
⦁ Hindistan cevizi yağı: Ketojenik beslenmede orta zincirli trigliseridleri (MCT) içerir. Karaciğerde doğrudan ketonlara dönüşürerek hızlı enerji kaynağı sağlar. Alzheimer ve diğer sinir sistemi hastalıklarında kullanılır.
⦁ Yoğurt: Sade yoğurt protein, kalsiyum, içerir 100 g yoğurtta 15 g karbonhidrat vardır.
⦁ Zeytin Yağı: Oleik asit ve antoksidanlarca zengin ve karbonhidrat içermediğinden, kalp sağlığı ve anti-inflamatuvar olarak ideal bir gıdadır.
⦁ Çerez ve Tohumlar: Düşük karbonhidratlı yağ, lif ve proteince zangin gıdalardır. Bu nedenle ketojenik beslenmeye uygundur. Badem, fındık, ceviz, keten tohumu, susam tohumu(tahin), kabak çekirdeği kalp damar sağlığı, kanserler ve kronik nörolojik hastalıkları önlemede önemli gıdalardır.
⦁ Üzümsü meyveler: Genel olarak meyvelerde şeker miktarı yüksektir. Ahududu, böğürtlen, çilek, Yaban mersini gibi meyvelerde lif oranı yüksek, şeker oranı da nispeten düşüktür. Antioksidan oranları da yüksektir.
⦁ Tereyağı: Çok az karbondidrat içerirler. Doymuş yağ asit içerikleri zengin olan bu gıdalar, dengeli tüketildiği zaman kalp sağlığına, sinir sistemine olumlu etki yapmaktadır.
⦁ Zeytin: Antioksidan oleuropen içeriği, anti-inflammator etkisi ile hücreleri hasardan korur. Tansiyon ve osteoporozu önler. Lif içeriği yüksek, hazmedilebilir karbonhidrat miktarı düşüktür.
⦁ Şekersiz Çay ve Kahve: kafein içeriği ile metabolizmayı, fiziksel ve zihinsel faaliyetleri artırır şeker hastalığını önler.
⦁ Bitter Çikolata (En az % 70 ve daha fazla Kakaolu): Antioksidanlar, flavonoller içerir. Kalp hastalıkları riskini azaltır. % 85 bitter çikolata 3-10 gram karbonhidrat içerir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.