Korku, kişinin herhangi bir nesneye karşı hissettiği ve üzerinde kontrol sahibi olmadığı güçsüzlük duygusu olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde yalnızca özel bir nesneye karşı değil durum ve işlevlere karşı geliştirilen korkulardan da söz edilmektedir. Korku, Antik Yunanda, Deos adı verilen olması gereken korkular ve Phobos adı verilen patolojik korkular olarak iki grup halinde sınıflandırılmıştır. Hipokrat döneminden itibaren fobilerin varlığı bilinmesine rağmen ruhsal bozukluklar içinde yeterli yer edinememiştir. Geçen zaman içinde fobilerin tedavi edilebilir psikolojik bir rahatsızlık olduğu görülmeye başlandıkça 19. yüzyıldan itibaren bugünkü klinik görünümüne kavuşmuştur.
Normal korkular kişi ve bedeni için bir alarm sistemi görevi görürken tehlikelere karşı bedeni savunmaya yönelik bir mekanizmadır. Heyecan seviyesinde kalabilir, kısıtlanabilir ve kontrol edilebilirler. İnsan yaşamı bu korkuların etrafında şekillenmekle beraber sürekli olarak korkuya maruz kalmak korku seviyesini yavaş yavaş azaltabilmektedir. Kontrol edilemeyen ve panik duygusu oluşturan fobilerde ise tehlike içermeyen durumlara karşı da korku geliştirilir. Kişi hayatını korkularına göre düzenlerken hayat kalitesi de düşer. Korku nesnesi ile yüz yüze gelmek korkunun azalmasında etkili olmadığı için fobilerin tedavisi için profesyonel destek almak gerekebilir.
Belirli nesnelere veya durumlara olağandışı kaygı ve korku tepkileri ile karakterize olan özgül fobiler ise anksiyete bozukluklarının en yaygın türlerinden biridir. Kişi korkusunu tetikleyen nesne ve duruma maruz kaldığında kendisine zarar geleceğine inanır, fobi geliştirdiği nesne veya duruma maruz kaldığında kontrolünü kaybedeceğini, yaşadığı anksiyete dolayısıyla öngörülemeyen tehlikeler ile karşı karşıya kalacağını düşünür. Özgül fobi geliştiren kişiler, nesnelere ya da durumlara karşı geliştirdikleri korkunun abartılı olduğunun bilincindedir. Bu farkındalıkla beraber korktukları uyaranlara maruz kalmamak için kaçınma davranışları geliştirirler. Kişinin korku nesnesi veya durumuna yönelik kaygı seviyesi ve gündelik yaşam işlevselliğini ne derece etkilediği ile özgül fobiler değerlendirilir. Küçük böceklere, kedilere, köpeklere karşı duyulan fobiler klinisyenlerin en sık karşılaştığı fobilerdir. Kişi istekli ve kararlıysa, fobi geliştirdiği nesne veya durum bariz bir şekilde tanımlanabiliyorsa maruz bırakma yöntemi ile tedavi gerçekleştirilebilir. Adım adım ve sistemli bir biçimde kişiyi fobi geliştirdiği nesneye karşı duyarsız hale getirmek amaçlanır.
Fobi geliştirilen nesne veya durumlarla karşı karşıya gelinmediğinde zamanla belirtiler sönebilir ve hastalık aktivitesi gözlenmeyebilir. Ancak özgül fobiler, yeniden korku uyandıran nesne ve durumla karşılaşıldığında alevlenmelerin ortaya çıkabildiği kronik görünümlü bir psikolojik hastalıktır.
Özgül Fobinin Belirtileri
En yaygın olarak görülen semptomlar kalp çarpıntısı, titreme, kaslarda gerginlik, nefes darlığı, solunum hızlanması ve kaçmaya yönelik dürtüdür. Uyarıcı nesne yok olduğunda yatışan korku sonrasında beklenti kaygısı çoğunlukla gözlenmemektedir.
Özgül fobi geliştiren kişiler, korku uyandıran uyarıcılarla yüz yüze gelmemek için tebdirler alırlar. Sürekli olarak alınan bu tedbirler kaçınma davranışının geliştiğini gösterir. Kişi, korku uyandıran durumlarla karşılaşmamak için çeşitli aktiviteleri yapmaktan geri durabilir, işine gidemeyebilir, odasından çıkamayabilir ve sosyal ortamlardaki etkinliklerini öteleyebilir. Özgül fobilere komorbid bozukluklar, kaygı bozuklukları, panik atak, depresyon ve obsesif kompulsif bozukluktur.
Bazı kişiler fobi geliştirmeye daha meyilli bir mizaca sahip olarak dünyaya gelebilir. Bununla beraber travmatik yaşantılar, yaşamın erken evrelerinde bakım veren kişilerin ölümü, yaşanılan ya da şahit olunan taciz öyküsünün varlığı, aile bireyleri ile ayrı kalma hikayesi kişilerin fobi geliştirmeleri için hazırlayıcı etkenler olabilmektedir.
Tüm kaygı bozukluklarının içinde kalıtımla en çok ilişkili olduğu düşünülen kan-yaralanma fobisidir. Suda boğulma, boşluk-yükseklik, hayvan ve kan korkularının kalıtsal etmenlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Fobiler, kişide önceden var olan ruhsal bozuklukların neticesinde de varlığını gösterebilmektedir. Travmatik bir deneyim sırasında bağlantı ya da benzerlik kurulan nesne veya durumlar da kişide fobi gelişmesi için hazırlayıcı bir alan açabilir. En sık model alma yöntemiyle öğrenilen fobilerin sonrasında genellemeler ile tekrar edilme olasılığı artar. Başka bir kişinin yaşadığı korku ve anksiyeteye tanık olmak da özgül fobi gelişmesine neden olabilmektedir. Aile, çocuğun nesnelerle ve durumlarla ilişkili bilgi edinebileceği kaynaktır, aile yaklaşımlarının ve tepkilerinin fobi geliştirme sürecinde oldukça etkili olduğu düşünülmektedir.
Korkunun koşullanmasından sorumlu beyin bölgesi amigdaladır. 13 çekirdekten meydana gelen ve orta temporal lobda bulunan amigdalanın korku ile ilgili olan çekirdekleri bazal, lateral ve merkez çekirdekleridir. Korku koşullanma sürecinde lateral çekirdek aktif rol oynamaktadır. Yan ve merkezi çekirdeklerde lezyon oluşması sonucu uzun süreli korku hafızasında bozulmalar görülebilmektedir. Korku uyandıran olaylar sonucunda amigdala, hipokampüs ve prefrontal korteks döngüleri etkilenmektedir. Korku karşısında geliştirilen savunma cevapları ise striatum, hipokampüs ve beyin sapı ile ilişkilendirilmektedir.
Cinsiyetlere yönelik karşılaştırma yapıldığında özgül fobilerin kadınlarda görülme sıklığı erkeklerinkinin iki katıdır. Bu farklılığın kültüre özgü kabul gören duygusal, kırılgan ve narin özelliklerin kadına atfedilmesi ve bu şekilde yetiştirilen kadınların erkeklere nazaran daha hassas olduğunun varsayılması ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Özgül Fobinin Alt Tipleri
Durumsal Tip:
Asansör, uçak, tünel, köprü gibi ortamlarda bulunmak, toplu taşıma araçlarında bulunmak ve araba kullanmak gibi durumlar korku uyandırır. Genellikle çocukluk çağında veya 20’li yaşların ortalarında görülmeye başlar.
Doğal Çevre Tipi:
Yaygın olarak çocukluk çağında başlayan fırtına, yüksek yerlerde bulunma ve su gibi doğal koşullara maruz kalındığında korku duyulmaktadır.
Kan-Enjeksiyon-Yara Tipi:
Kan ve yara görmek, enjeksiyon girişimleri korku ve kaygı uyandırır. Bilinç kaybına kadar ilerleyebilen anksiyete, baş dönmesi ve bulantı ile birlikte genel bir rahatsızlık ve halsizlik duygusu ile belirgindir. Bu durumlara maruz kalan 100 hastadan 75’i bayılmaktadır. Fobi nedeniyle tıbbi müdahaleden kaçınma sebebiyle fiziksel sağlık bozulabilmektedir.
Hayvan Tipi:
Hayvan tipi fobilerde, yaygın olarak çocuklukta başlayan korku uyandıran kaynaklar hayvanlar ya da böceklerdir.
Diğer Tip:
Yüksek frekanslı seslerden korku duyma, masallardaki kahramanlardan korkma, nefesinin kesilmesinden, tıkanarak boğulmaktan, kusmaktan, rahatsızlığa yakalanmaya sebep olabilecek durumlardan korkma ile karakterize özgül fobi alt tipidir. Beslenmede bozukluğa yol açabilecek derecede şiddetli bir boğulma korkusu gözlenebilir.
Korkunun hayatınızı esir almadığı sağlıklı günler dilerim.
Klinik Psikolog Çağla Aras
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.