Erkekte en sık rastlanan kısırlık nedeninin varikosel olduğunu söyleyen Üroloji Uzmanı Muhsin Balaban, bu rahatsızlığın erkeklerin yüzde 15’inde görüldüğünü belirtti.
Genellikle ağrı şikayetiyle ortaya çıkan varikoselin, sperm kalitesini bozarak kısırlığa sebep olabildiğini belirten Üroloji Uzmanı Balaban, günümüzde kısırlıkta buna bağlı önemli bir artışın kelam konusu olduğunu vurguladı. Balaban, “Hastalığı testis etrafında olan kirli kanı kalbe taşıyan damarların kapak bozukluğu yüzünden genişlemesi ve buna bağlı olarak testise hasar vermesi olarak tanımlayabiliriz. Bilhassa son beş yılda sperm kalitesi azalmaya başladı. Varikosel, testosteron hormonunu bozarak ereksiyon işlev bozukluğuna da yol açabiliyor” tabirlerini kullandı.
YAPTIĞINIZ İŞE DİKKAT!
Sıcak işlerde çalışan erkeklerin risk kümesi altında olduğunu belirten Balaban, “Pastane, fırın işleriyle uğraşanlar, yük taşıyanlar ve sıcak iklimde yaşayanlarda daha sık görülüyor. Zira sıcak ve basınç, oradaki damarın genişlemesine sebep olabiliyor. Bunların yanında ailesel yatkınlıklar da kelam konusudur” dedi.
Balaban, varikoselin bayanlardaki karşılığının bacak varisi olduğunu söz etti.
ULTRASON YA DA ELLE TEŞHİS KONULABİLİR
Kronik Prostatit hastalığının bence en sıkıntı tarafı teşhis kısmıdır. Zira karşınızda biz tabiplerin pek alışık olmadığımız birden fazla ve birbirinden bağımsız şikayetler topluluğunu gerisi gerisine tabir eden bir hasta vardır. Birçok vakit hastaların bu şikayetleri abarttığını düşünmenize karşın, hastaların sosyokültürel düzeyine baktığınızda bu işte bir uyumsuzluk olduğunu aslında birinci başta anlarsınız.
Öncelikle bir prostatit hastasının psikolog üzere dinlenmesi ve hastalığın bireyde yarattığı derin travmayı anlamak gerekir. Zira karşınızda ağrı kesci ya da yalnızca antibiyotik yazıp göndereceğiniz bir hasta yoktur. Bu hastalık yüzünden eşinden ya da nişanlısından ayrılan bir çok erkek hasta vardır. Zira uygun teşhis ya da tedavi alamadıklarından psikolojileri bozulmakta ve hem iş hayatları hem de özel hayatlarında sarsıntılar başlamaktadır.
Bu hastalığın teşhisini koymada ve tedaviyi planlamada hastanın ömür üslubu, ruh hali ve tedaviye inancı inanılmaz ehemmiyet kazanmaktadır. Öncelikle hastanın hastalığını anlaması sonrada tedaviye ahenk göstermesi gerekir
Kronik Prostatit teşhisinde, öncelikle bu hastalığa neden olabilecek toplumsal, çevresel ya da mikrobiyolojik faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Erkekler pek hoşlanmasa da rektal yoldan yapılacak prostat muayenesi, prostatın ödemli ve ağıran bölgelerinin tespiti akabinde penis ucundan gelen akıntı örneğinin mikrobiyolojiye gönderilmesi inanılmaz derecede kıymetlidir. Bunun yanında hekimin prostat sıvısından alacağı örneği mikroskop altında inceleyip varsa lökosit ölçüsünü tespit etmesi tedavi evresinde bilimsel bir belirteç olacaktır.
Diğer bir değerli teşhis aracı da rektal yoldan yapılan prostat doppleridir. Bu tetkik ile prostatın kanlanması ya da kireçlenmiş olan noktaları tespit edilebilmektedir.
Prostatta kireçlenme tespit edilmesi, daha evvelden geçirilmiş bir enfeksiyona işaret eder ve tedavide bu göz önünde bulundurulur.
Özetleyecek olursak; karmaşık olan ve hastanın genital bölgesini ilgilendiren bu hastalık, erkeğin psikolojisini bozmaktadır. Bozulmuş olan psikoloji de bu hastalığın hastada daha fazla hissedilmesine neden olmaktadır.
