Hayatın yoğun akışında sürüklenirken çevremizde sürekli göz önünde bulunan kişilik yapıları olduğu gibi bir o kadar da fark edilmeyen, uzayın boşluğunda tek başına kendilerini sürüklenmeye bırakan, biz fark etmesek de toplumda bulunan ama sadece varlıklarını bedenen sürdüren, duygusal açıdan kopuk ve uzak olan ‘’Şizoid ‘’adı verilen kişilik yapıları da vardır.
Şizoid kişilik yapısının aile ilişkileri diğer kişilik yapılarından farklıdır. Çocuk ebeveynler için ne yaparsa yapsın karşılığında ihtiyacı olan sevgi, şefkat ve sahiplik gibi duyguları görememiştir. Çocuk ve ebeveynler arasındaki ilişkide, çocuğun aileden beklediği duygusal ihtiyaçları tam olarak karşılanmamış olup tek yönlü bir ilişkiye dönüşmüştür. Bazı ebeveynler ise bu durumun tam tersine çocuğu çok fazla sınırlandırıp, çevreyle olan ilişkisine izin vermeyerek kendilerinin istediği bir yaşam alanının içerisine hapsederek çocuğu dış dünyadan koparırlar. Ebeveynlerin çocukları üzerinde sergilemiş olduğu bu davranışlar çocuklarının içe kapanmasına, dış dünyayla ilişkisinin kopmasına, iletişim kurmaktan uzaklaşıp kendi kabuklarının içine çekilmesine sebep olur. Şizoid kişilik yapısının oluşmasındaki asıl sebep iletişim kuramama becerisine sahip olmayışları değil karşı taraf ile kurmak istedikleri etkileşim ve iletişimin güvenli ve sağlıklı bir yol olmadığı düşüncesinden gelir. Kendilerinin ya da karşı tarafın zarar göreceği kaygısından kaynaklı kendilerini korumaya aldıkları bir içe dönüklük söz konusudur. Şizoid yapıların sevgi ve yakınlık en çok istedikleri şeyler olmasına rağmen hislerini ortaya koymaktan ve ilişki kurmaktan kaçınırlar. Şizoid kişilikler ilgiye açtırlar fakat bir lokma fazlası onları kusturur. Çünkü sevgi ve yakınlık kurdukları zaman varlıklarının belli olacağı ve insanlarla iletişim kurmak zorunda kalacakları için kaygılanır ve geri çekilirler. Şizoid kişilik yapıları kendileri için tehlikeli olan gerçek dünyadan uzaklaşıp kendilerini güvende hissettikleri bir hayal dünyası kurarlar. Kurdukları o hayal dünyasında gerçek hayatta yapmak istedikleri ama yapamadıkları olayları ve hisleri kendi içlerinde doyasıya yaşarlar. Şizoid kişilik yapıları yaşamlarını sürdürürken çeşitli kaygılanmalar yaşarlar. Bu kaygılanmalar onların hayal dünyalarında kalmalarına neden olarak gerçek dünyayla ilişki kurmalarını zorlaştırır. Örneğin kıyafet seçimi yaparken renkli, dikkat çekici kıyafetler giymekten kaçınıp daha gösterişsiz kıyafetler tercih ederler. Çünkü dikkat çekerek varlıklarını belli edip ilişki kurmak zorunda kalacaklarından kaygılanırlar.
Şizoid kişilik yapıları meslek seçimlerinde dahi yalnız olmayı tercih ederler ve genellikle yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, yazarlık, ressamlık gibi insanlarla iletişim gerektirmeyen alanlara yönelirler. Şizoid yapıların yalnız oldukları onların başarısız oldukları anlamına gelmez. Bulundukları meslek alanında ciddi derecede görev insanı oldukları için kariyerlerinde de iyi yerlere gelebildiklerini görürüz.
Not: Bu içerik yalnızca bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır ve terapi sürecinin yerini kesinlikle tutmaz. Psikolojik durumunuzu yönetme süreciniz yorucu ve zor geçiyor ise lütfen profesyonel yardım almayı hedefleyin.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.