Penis, Latincede “kuyruk” anlamına gelen üreme oranıdır. Gövde ve baş olmak üzere iki kısımdan oluşur ve baş kısmı “prepisyum” adı verilen sünnet derisiyle kaplıdır. İçinde “üretra” adı verilen idrar ve meni kanalı bulunan bir adet “spongioz cisim” ve iki adet süngerimsi yapıda kan damarlarınca zengin boru benzeri “kavernöz cisim” adı verilen yapılardan meydana gelir. Kavernöz cisimler; dayanıklı liflerden oluşan bir kılıfla sarılmışlardır ve kılıfın içinde “kavern” adı verilen ve oyuk anlamına gelen küçük odacıklar bulunur. Bu odacıklar cinsel uyarı ile birlikte kanla dolar ve penisin sertleşmesini sağlarlar. Spongiöz cisim penisin alt kısmında bulunur. Sert bir kılıfla sarılı değildir ve uç kısmı genişleyerek penisin “glans” adı verilen baş kısmını oluşturur.
Penis kanseri, penisin cilt ve diğer dokularını etkileyen ve çok nadir görülen bir kanser türüdür ve %95’ten fazlası skuamöz hücreli kanser tipindedir. Gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı %0000,5 iken gelişmemiş ülkelerde bu oran %1-2’lere kadar yükselir. HPV adı verilen virüslerin neden olduğu ve cinsel temas ile bulaşan enfeksiyonların sık görüldüğü bölgelerde yaygındır.
Nedenleri nelerdir?
Bir hastalığa yakalanma riskini arttıran herhangi bir durum “risk faktörü” olarak tanımlanır. Risk faktörlerinin bulunması o hastalığa yakalanacağınız anlamına gelmemekle birlikte risk faktörlerinin bulunmaması da o hastalığa yakalanmayacağınız anlamına gelmez.
Sebebi tam olarak bilinmese de penis kanseri ile ilgili bazı risk faktörleri tanımlanmıştır.
-
Yaş: Penis kanseri 60 yaş üstünde daha sık görülür.
-
Fimozis: Sünnet derisinin yapışıklıklar ya da uç kısmının dar olması sebebiyle geri çekilememesi anlamına gelir. Fimozis varlığında penis kanseri riski 10 kat artar.
-
Sünnet olmama: Sünnet olmamış erkeklerde penis kanseri riski 3 kat artar. Sünnet HPV bulaşma riskini de azaltır.
-
Kronik penis enflamasyonu
-
UV ışığa maruziyet: Sedef hastalığı gibi bazı cilt hastalıklarında uygulanan UV ışık tedavisi riski 9 ila 10 kat arttırır.
-
Tütün ve tütün ürünleri: Riski 5 kat arttırır.
-
Çok eşlilik: Aynı anda ya da farklı zamanlarda çok sayıda cinsel partner öyküsü bulunan ve erken yaşlarda ilk cinsel ilişki deneyimi öyküsü olan erkeklerde penis kanseri gelişme riski 3 ila 5 kat yüksektir.
-
Kişisel hijyenin kötü olması: Kişisel hijyeni kötü olan, kırsal kesimde yaşayan, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan ve evlenmemiş erkeklerde daha sık görülür.
-
HPV enfeksiyonu: Penis kanseri için en önemli risk faktörüdür. Siğillere sebep olan 100’ün üzerinde virüs tipini içerir. Bazı HPV tipleri üreme organlarına ve makat bölgesine bulaşabilir ve cinsel temas ile kişiden kişiye geçer. Başlangıç evresindeki penis kanser dokularının %70-100’ünde, ileri evredeki penis kanser dokularının %30-40’ında tespit edilir. Sünnet olmuş kişilerde HPV bulaşma riski de düşüktür.
Nasıl bulgu verir?
Penis kanserinin ilk fark edilir belirtisi peniste kanamalı, akıntılı yaradır.
-
Peniste, kaşıntı ve yanma hissi
-
Kabarık, siğil benzeri yara ya da kitle
-
Kızarıklık
-
Akıntı
-
Kanama
-
Tahriş
-
Kasık bölgesinde şişlik
Nasıl tanı koyulur?
Erken tanı ile iyileşme olasılığı yüksektir. Penis kanseri çok ender görüldüğü için genellikle başka hastalıklar ili karıştırılır ve erken evrede yakalanamaz.
Fizik muayenede kanserden şüphelenildiğinde yaradan alınan biyopsi laboratuvara gönderilerek Patoloji Uzmanı tarafından incelenir. Bu çalışmaya kanser evrelemesi adı verilir. Bu amaçla ek radyolojik görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Kanser genellikte çevresindeki sağlıklı dokulara doğrudan uzanarak, lenf damaları yoluyla ve kan damarlar yoluyla yayılır.
Tüm bu araştırmalar sonucunda kanserin evresi belirlenir. Kanserin evresi uygulanacak tedavi açısından önemlidir.
-
Evre 0: Penis cildinde yüzeysel olarak kanserli hücreler saptanır, yayılım yoktur.
-
Evre 1: Kanserli hücreler penis cildinin hemen altındaki bağ dokusuna ulaşmıştır. Lenf ve kan damarlarında tutulum yoktur. Kanser hücreleri mikroskop altında incelendiğinde normal hücrelere çok benzerler.
-
Evre 2: Kanserli doku lenf ve kan damarlarını istila etmiştir. Sertleşmeyi sağlayan kavernöz cisim ya da içinden üretranın geçtiği spongioz cisim de tutulmuş olabilir. Kanser hücreleri mikroskop altında incelendiğinde normal hücrelerden oldukça farklı görünürler.
-
Evre 3A: Evre 2’deki bulgulara ek olarak kasık bölgesinde sadece 1 adet lenf bezine yayılmıştır. Kanser hücreleri mikroskop altında incelendiğinde normal hücrelerden çok farklı görünürler.
-
Evre 3B: Evre 2’deki bulgulara ek olarak kasık bölgesinde birden fazla adet lenf bezine yayılmıştır. Kanser hücreleri mikroskop altında incelendiğinde normal hücrelerden çok farklı görünürler.
-
Evre 4: Penis çevresindeki dokulara, kasık bölgesindeki derin lenf bezlerine, lenf bezi çevresindeki dokulara ve uzak bölgelerdeki doku ve organlara yayılmıştır.
Nasıl tedavi edilir?
Penis kanserinde uygulanabilecek farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. Bu tedavilerin bir kısmı standart tedavi uygulamaları iken bir kısmı da deneysel tedavilerdir.
Üç tür standart tedavi yaklaşımı mevcuttur.
Cerrahi Tedavi
Cerrahi tedavi penis kanserinin tüm evrelerinde tercih edilebilecek en yaygın tedavi seçeneğidir.
-
Mikrocerrahi: Mohs mikrocerrahisi da bilinir. Adını bu yöntemi ilk olarak cilt kanserlerinin tedavisi için tanımlayan Frederic E. Mohs’tan alır. Tümörün cilt üzerinden tabaka tabaka çıkarıldığı, cerrahi mikroskop altında yapılan bir yöntemdir. Çıkarılan dokular doku mikroskobu ile incelenir ve tümör hücreleri görülmeyene kadar cilt tabakalar halinde çıkarılmaya devam edilir.
-
Sünnet: Penis kanserinin sıklıkla ortaya çıktığı yer olan sünnet derisi çıkarılır.
-
Geniş bölgesel doku çıkarılması: Sadece kanserli dokunun, yakın çevresindeki küçük bir normal doku tabakası ile birlikte çıkarıldığı bir yöntemdir.
-
Penisin alınması: Kanserli dokunun bulunduğu bölge ve evresine göre penisin bir kısmı ya da tamamı alınabilir.
-
Lazer cerrahisi: Lazer ışınlarının bir bıçak gibi kullanılarak sadece kanserli dokunun çıkarıldığı kansız bir ameliyat türüdür.
-
Kriyoterapi: Kanserli dokunun dondurularak tahrip edildiği bir ameliyat türüdür.
Cerrahi yaklaşımda kasık bölgesindeki lenf bezleri de çıkarılabilir. Cerrahi ile kanserli doku tamamen çıkarılsa dahi bazı hastalara operasyon sonrasında radyoterapi ve kemoterapi uygulanması gerekebilir. Bu tedaviler kanserin tekrar etme riskini azalmak için uygulanır.
Radyoterapi
Büyük boyutlu kanserlerde (>4cm)cerrahi öncesi uygulanabilir. Küçük boyutla kanserlerde (<4cm) vücut dışından ya da kanser dokusu içine yerleştirilen radyoaktif çekirdekler kullanılarak uygulanabilir. Küçük boyutlu kanserlerde doku içine yerleştirilen radyoaktif madde uygulaması %70-90 oranında başarı sağlar. Büyük boyutlu kanserlerde başarı oranı düşüktür. Tedavi sonrası tekrar eden kanser varlığında da radyasyon tedavisi tercih edilir.
Kemoterapi
Büyük boyutlu ve ileri evre penis kanserinde operasyon öncesinde ve sonrasında damar içine ilaç verilerek uygulanan bazı kemoterapi protokolleri mevcuttur.
Deneysel Tedavi Yöntemleri
“Biyolojik tedavi” adı verilen tedavi yönteminde hastanın kendi savunma hücreleri alınarak kanser dokusu ile savaşacak şekilde değiştirilir ve hastaya yeniden verilir.
“Radyoduyarlaştırıcılar” adı verilen ilaçlar kanser hücrelerinin radyasyon tedavisine daha duyarlı hale gelmesini sağlayan ve radyoterapi ince hastaya verilen ilaçlardır. Bu uygulama ile daha fazla kanser hücresi öldürülebilir.
Kanser hücrelerinin ilk yayıldığı lenf bezine “sentinel lenf bezi” adı verilir. “Sentinel lenf bezi örneklemesi” adı verilen operasyon esnasında kanserli dokuya özel boyalar enjekte edilerek boyanın ilk ulaştığı lenf bezi tespit edilir ve çıkarılarak hasta ameliyat masasında beklerken mikroskop altında incelenir. İnceleme sonucunda bu lenf bezinde kanser hücrelerine rastlanır ise diğer lenf bezleri de çıkarılır. Kanser hücresine rastlanmaz ise diğer lenf bezleri çıkarılmaz, sadece kanserli doku çıkarılır.
Penis kanserinin evresine göre tedavi seçenekleri (Özet)
Evre 0
Evre 1
Evre 2
Evre 3
-
Penisin tamamının alınması
-
Radyoterapi
-
Sentinel lenf bezi örneklemesi
-
Radyoduyarlaştırıcılar
-
Cerrahi öncesi ya da sonrası kemoterapi
Evre 4
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.