Yeme Bozuklukları

Anoreksiya Nevroza

Kilo alma korkusundan dolayı aşırı zayıf kalma çabası içinde

olma durumudur. 12 ile 18 yaşlarında başlar. Mükemmelliyetçi

bir kişilik yapıları vardır. Kişi zayıf olmasına rağmen kendisini

çok kilolu zanneder ve kilo alma korkusundan dolayı sıkı

perhizlere girer. Öyle ileri bir hal alır ki riskli durumlara kadar

ulaşır bu kilo verme davranışı. Ama kişi hala kilo vermesi

gerektiğine inanır. Kadınlarda adet düzensizliği ve adet

kesilmeleri bu duruma eşlik edebilir. Eğer hastalık ergenlik

döneminde başlamışsa bazı gelişim geriliklerine sebep olur.

Bazı hastalarda aşırı yeme nöbetleri olur. Daha sonra kusarak

veya ishal edici ilaçlar kullanarak kilo almamaya çalışırlar.

Yemek yerken kişilerin beyninde dopamin salgılandığından

dolayı kişiler kendilerini iyi hissediyorlar yerken.

Aşırı yeme nöbetlerinin ardında yoğun suçluluk duyguları yşanır

ve pişmanlık izler. Anoreksiya Nevroa olanların çoğunda

beraberinde bunaltı bozukluğu, dürtü kontrol bozukluğu, sosyal

fobi veya alkol madde bağımlılığı görülebilir.

İnfantil çocuksu bir kişilik yapıları olmakla beraber cinselliğe ve

gebe kalmaya karşı aşırı korku söz konusudur. Anne gibi

olmama çabası yoğundur. Bireyleşmeye anneden ayrışmaya

karşı aşırı korku hakimdir. Bu kişiler kadınsı özelliklerinin

gelişmesine karşı tedirgindirler. Yeme tutumlarının düzeltilmesi ve

düzenlenmesi ile birlikte altta yatan duygusal karmaşa ve

kognisyonların işlenmesi ve kişinin içgörü kazanması gelecek

yaşamı için önemli olacaktır. En önemli riskli durumlar kişilerin hipotermi,

hipotansiyon veya elektrolit durumlar yaşamasıdır ve bu

dengesizlikler ortaya çıktığında hastaneye yatırılmaları

gerekebilmektedir. Kendi istekleri ile genellikle hastaneye

yatmazlar.

Bulimia Nevroza

Yemek yeme tutkusunun durdurlamadığı bir yeme

bozukluğudur. Dönem dönem aşırı yemek yeme ile birlikte kilo

almayı durdurma çabası birlikte gitmekte ve yaşamındaki işlevi

ve kendilik algısını bozmaktadır. Zamanının çoğu bu davranış

ve çabalar etrafında dönüp dolaştığı için yaşamdaki verimlilikleri

zamanla kaybolur. Kilo meselesi ve güzellik meselesi ile ilgili

aşırı uğraş vardır ve bu uğraş zamanının çoğunu meşgul

etmektedir. Kuvvetli olan yeme tutkusu durdurulamaz çoğu

zaman gizli yer ve daha sonra gider kusar çıkarmaya çalışır.

Sonra tekrar yer ve yemeklerden sonra yoğun suçluluk

duyguları içine girer. Çoğu zaman çökkün duygu durumu

vardır. Normal veya normalin üstünde kiloda olabilirler.

Bulümüa Nevrozu olanların bir kısmına çökkünlük, okb, fobik

bozukluk veya panik atak eşlik eder.

Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu

Kişilerde tıkanırcasına yeme atakları ortaya çıkar ve tıkanarak

ihtiyaçları olmadan fazla fazla yerler ve buradaki yeme ihtiyacı

duygusaldır fiziksel açlık değildir. Bu bozukluktakilerin yedikten

sonra çıkarma davranışları yoktur. Buradaki durumun

bulimiadan en önemli farkı çoğunun normal kiloda olmalarıdır.

Fizik biçimine aşırı önem verme durumları çok ön plandadır.

Kendilik değeri ile ilgili problemleri vardır genellikle.

Orthorexia:

Aşırı sağlıklı beslenme takıntısıdır. Her şeyin kalori değerini

hesaplar ve neye etki edeceğini araştırır ve miktarını ölçerek

çok titiz davranırlar. Gereğinden fazla bir hassasiyet vardır.

Diablumia:

Diyabet ilaçlarını olduğundan fazla kullanma ve bu şekilde

zayıflama yolunu kullanırlar. Diyabeti olanlarda olan bir

durumdur.

Yeme bozukluklarının alt yapısını karakter oluşumu ve karakter

oluşumu aşamalarındaki yaşanan problemler oluşturmaktadır.

Genetik tarafı olmakla beraber çevresel faktörler ve aile yapısı,

aile dinamikleri ve bağlanma problemleri önemli yer turmaktadır.

Kişilerinm hayatındaki kayıplar, travmalar ve duygusal

problemler yeme bozukluklarına giden yolu açıyor olabilir.

Bariyer ameliyatları sıklıkla yapılmaktadır yeme bozukluklarında

fakat altta yatan sebepler tedavi edilmediği sürece ileri yıllarda

aynı sorunlarla karşılaşmaktadırlar. İnceliğin ince olmanın kilolı

olmamanın bir değer olarak sunulduğu popüler kültüründe bu durumda

bir rolü bulunmaktadır.

Hastalarda genellikle kilo değişimleri ile yaşam olayları arasında

bağlantı vardır. Vücut kitle endeksi eğer 12 nin altındaysa

hayati risk söz konusu olup hastaneye yatmaları gerekebilmektedir.

Bu kişilerde gerçeği değerlendirme bazen bozulur ve günde 6

saat spor yapmak gibi veya çeşitli aşırı kilo verme uğraşları söz

konusu olur. Çoğunda kendilerini izole etme davranışları vardır

ve insanlar arası ilişkilerde güçlükler yaşamaktadırlar.

Sinirlendiklerinde, bir tartışma yaşadıklarında moralleri bozuk

olduğunda aşırı yemek yeme atakları oluşur , yemek yerler ve

ardından yoğun suçluluk duyguları içine girerler. Çok yedikleri

için ağlama nöbeti geçirenler olur.

İçsel olarak sevilmeyecekleri yetersiz oldukları başarısız

olacakları inançları hakimdir. Aslında yeme davranışı ile

doyurulan karın değil duygulardır. Duygusal karmaşa ile

başetmek ve duygusal ihtiyaçlardan yemeğe yönelim söz

konudur. Kalp, tansiyon, şeker hastalığı gibi bir çok hastalığında

ayrıca gelişme riski ortaya çıkmaktadır bu yeme davranışındaki

bozukluktan dolayı. Kişi kendisini iyi hissetmek için yiyor ama

bu iyi hissetme uğruna neleri kaybediyor. Kişiyi ilk besleyen kişi

anne ve anne ile bağlanma problemlerinin önemini bir kez daha

vurgulamakta fayda vardır. Yeme bozukluğu yavaş yavaş gelişir

ve kadınlarda daha fazladır.

Bilişsel çarpıtmaları yoğundur ve kendilik değeri kilo üzerinden

ölçülüyor. Midede tokluk hissi yaşamak onlara değerli oldukları

önemli oldukları hissini uyandırmaktadır. Değerli olmakla

midede ki tokluk hissini birleştirmiş bir füzyon oluşturmuşlardır.

Zamanla obsesif bir yaşam tarzı gelişiyor. Sosyal olarak kendini

geri çekme başlıyor ve kendini doğru olarak

değerlendiremiyorlar. Aynalara sıklıkla bakarak negatif bilgi

toplama eğilimi içindedirler ve kusurlarını görmeye çalışırlar.

Kendilerini vücutları üzerinden değerlendirme çok aşırılaşmış ve

gerçeklikten kopmuştur. Bedensel algıları bozuktur. Aynı

zamanda beden uyaranlarını değerlendirmede bozukluk vardır.

Bedensel yapıları bedensel biçimleri ve kiloları ile ilgili gerçek

dışı ve katı inançlara sahiptirler.

Bu kişiler aileleri ve arkadaşları tarafından çocukluklarında aşırı

eleştirilmiş olabilir ve çocukluk travmaları bulunabilir. Çevrenin

ve ailenin yanlış tutumlarını model almış olabilirler.

Ancak zayıf olursam beni severler, ancak zayıf olursam kabul

görürüm değerli olurum düşünceleri yoğundur. Abartılı algılama,

ya hep ya hiç biçiminde düşünme, aşırı genellemeler yapma,

kişiselleştirme, seçici algılama, büyüsel düşünme ve

felaketleştirme eğilimleri ön plandadır.

Kişilere psikoterapi sürecinde uyaranları kontrol etme becerisi

kazandırılması, düzenli yeme davranışı geliştirilmesi, alternatifli

düşünme biçimi geliştirilmesi, yeme ve kusmayı kontrol etme,

yaşam biçimini düzenleme, duyguları düzenleme ve tanımlama

ifade edebilme beceri geliştirme, aynalarla olan ilişkiyi yeniden

düzenleme, diyeti sınırlama, duygu ve yemek ilişkisi konusunda

iç görü geliştirme çalışılır.

Kişinin yaşamdaki pozitif yönelimini pekiştirmek, yeni uğraşlar

geliştirmesini sağlamak, kişinin dikkatini kendi vücudundan alıp

yaşama yöneltmek ve daralan dikkati genişletmek temel

hedefler arasındadır. Kişiyi yeme davranışına götüren

tetikleyicileri bulup kontrol etmesini sağlamak, strese karşı

tolerans geliştirmek, kabul becerisini geliştirmek, Kişiyi acizlik

duygusundan çıkarıp kontrol duygusunu güçlendirmek, tehdit

olarak algılanan şeyleri tespit etme, sorgulama tedavi

aşamasındaki en önemli unsurlardır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu